dirsek ne demek?
- 9 sözlük, 10 sonuç.BSTS / Anatomi Terimleri Sözlüğü
dirsek anlamı Lat.ancon
(Anatomi) Kolla ön kol kemiklerinin oluşturduğu kolun iki kısmı arasındaki bükülmeyi sağlayan kol bölümü, ankon.
(Anatomi) Kolla ön kol kemiklerinin oluşturduğu kolun iki kısmı arasındaki bükülmeyi sağlayan kol bölümü, ankon.
BSTS / Biyoloji Terimleri Sözlüğü
dirsek anlamı İng. elbow Osm. a'rec Alm. Ellenbogen Fr. coude
Kolun birinci ve ikinci parçalar arasında kalan, bükülmenin sağlandığı bölüm.
Kolun birinci ve ikinci parçalar arasında kalan, bükülmenin sağlandığı bölüm.
BSTS / Cimnastik Terimleri Sözlüğü
dirsek anlamı İng. elbow Alm. Ellbogen Fr.coude
Kolun, üst ve alt bölümleri arasındaki oynak yeri ve bu oynağın dış yüzeyindeki sivri
Kolun, üst ve alt bölümleri arasındaki oynak yeri ve bu oynağın dış yüzeyindeki sivri
BSTS / Döşem Terimleri Sözlüğü
dirsek anlamı İng. elbow Osm. dirsek Alm. Knie
Boruların doğrultusunu değiştirmekte kullanılan bir bağlantı parçası.
Boruların doğrultusunu değiştirmekte kullanılan bir bağlantı parçası.
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
dirsek anlamı Osm. mirfak Fr.coude
(biyoloji, zooloji, coğrafya)
(biyoloji, zooloji, coğrafya)
BSTS / Uygulayım Terimleri Sözlüğü
dirsek anlamı İng. crank Osm. krank Fr. coude de manivelle
1- mekanik: Bir motorda bilyelerin almaşık devinimini dairesel devinime çeviren dingil. 2- uygulayımbilim: Saç, çinko, dökme demir, bakır vb. borunun, yönünü değiştirmeye yarayan kıvrımı.
1- mekanik: Bir motorda bilyelerin almaşık devinimini dairesel devinime çeviren dingil. 2- uygulayımbilim: Saç, çinko, dökme demir, bakır vb. borunun, yönünü değiştirmeye yarayan kıvrımı.
Güncel Türkçe Sözlük
dirsek, -ği anlamı
is. 1. Kol ile ön kol arasındaki eklemin arka yanı. 2. Giysi kolunda bu organa denk gelen bölüm: "Dirseği yırtık neftî bir örme ceket giymiş." -P. Safa. 3. Boruların doğrultusunu değiştirmekte kullanılan bağlantı parçası: Bu iki boruyu bir dirsekle birbirine bağlamalı. 4. mim. Bir direği veya başka bir şeyi sağlamlaştırmak için yanına eğik olarak yerleştirilen ağaç, makas: "Elini oturduğu koltuğun dirsek yerine vurunca ben kalktım." -B. Felek.
is. 1. Kol ile ön kol arasındaki eklemin arka yanı. 2. Giysi kolunda bu organa denk gelen bölüm: "Dirseği yırtık neftî bir örme ceket giymiş." -P. Safa. 3. Boruların doğrultusunu değiştirmekte kullanılan bağlantı parçası: Bu iki boruyu bir dirsekle birbirine bağlamalı. 4. mim. Bir direği veya başka bir şeyi sağlamlaştırmak için yanına eğik olarak yerleştirilen ağaç, makas: "Elini oturduğu koltuğun dirsek yerine vurunca ben kalktım." -B. Felek.
Türkçe - İngilizce
dirsek anlamı
isim
1) elbow
2) bracket
3) bend
4) angle
5) offset
6) flexion
7) ancon
8) cubitus
9) olecranon
isim
1) elbow
2) bracket
3) bend
4) angle
5) offset
6) flexion
7) ancon
8) cubitus
9) olecranon
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
dirsek anlamı
Arpacık denilen göz hastalığı.
Arpacık denilen göz hastalığı.
Hasanoğlan -Ankara
dirsek anlamı
Buğday, arpa, mısır vb. bitkilerin saplarının sert kısımları.
Buğday, arpa, mısır vb. bitkilerin saplarının sert kısımları.
Uluşiran *Şiran -Gümüşhane
dirsek eş anlamlısı
makas
is. 1. Bir eksen çevresinde dönebilecek biçimde çapraz eklemlenmiş, birbirine bakan yüzleri keskin iki çelik lamadan oluşmuş, arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araç, sındı: "Her iki eliyle kullanırdı makasıyla tarağını." -N. Cumalı. 2. Birbirine komşu iki demir yolu hattını hemen bunların uzantısındaki üçüncü hatta bağlamaya yarayan alet. 3. Birbirini kesen demir yolu kavşağı. 4. Bazı araçlarda üst üste konulmuş birkaç yassı çelikten yay. 5. Çatı ve köprülerde genellikle ağaç veya çelikten yapılan, ağırlığı karşılıklı iki ayağa veya duvara aktaran çatılmış kiriş sistemi. 6. Mobilyalarda yukarıdan aşağıya doğru açılan kapakları yatay konumda tutmak amacıyla yapılmış mafsallı, kollu kapak aracı. 7. mec. Çalma, kırpma. 8. mim. Dirsek. 9. den. Üst uçları birbirine bağlı, alt uçları açık olan iki direkten kurulmuş, ağırlık kaldırma düzeni. 10. hay. b. Bazı eklem bacaklı hayvanların ön ayaklarında bulunan, savunma ve saldırmada kullanılan kıskaç.
is. 1. Bir eksen çevresinde dönebilecek biçimde çapraz eklemlenmiş, birbirine bakan yüzleri keskin iki çelik lamadan oluşmuş, arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araç, sındı: "Her iki eliyle kullanırdı makasıyla tarağını." -N. Cumalı. 2. Birbirine komşu iki demir yolu hattını hemen bunların uzantısındaki üçüncü hatta bağlamaya yarayan alet. 3. Birbirini kesen demir yolu kavşağı. 4. Bazı araçlarda üst üste konulmuş birkaç yassı çelikten yay. 5. Çatı ve köprülerde genellikle ağaç veya çelikten yapılan, ağırlığı karşılıklı iki ayağa veya duvara aktaran çatılmış kiriş sistemi. 6. Mobilyalarda yukarıdan aşağıya doğru açılan kapakları yatay konumda tutmak amacıyla yapılmış mafsallı, kollu kapak aracı. 7. mec. Çalma, kırpma. 8. mim. Dirsek. 9. den. Üst uçları birbirine bağlı, alt uçları açık olan iki direkten kurulmuş, ağırlık kaldırma düzeni. 10. hay. b. Bazı eklem bacaklı hayvanların ön ayaklarında bulunan, savunma ve saldırmada kullanılan kıskaç.
"dirsek" için örnek kullanımlar
Bir çene açıldı, bir burun kırıldı, bir dirsek oyundan attırdı.
Opened a jaw, a broken nose, threw an elbow to the game.
Kaynak: skorer.milliyet.com.trBu konuda Küçük İskender'le bir dirsek temasının olacağını duydum.
I heard about this young Alexander would be the theme of an elbow.
Kaynak: blog.milliyet.com.trBunun için de İller Bankası ile yakın dirsek temasımız sürüyor.
For this reason, the Bank of Provinces of contact with the elbows close to the progress.
Kaynak: haberler.comKarabükspor'un genç yıldızı, yardımcı hakeme dirsek atmıştı.
Karabükspor'un young star, the second referee threw the elbow.
Kaynak: trtspor.com.trOmuz mafsalından, dirsek mafsalına kadar olan kısma kol, dirsek mafsalından el bileği mafsalına kadar olan kısma da ön kol denmektedir
Kaynak: Kol
Kaynak: Kol
Önkol Anatomik olarak dirsek ve bilek arasında kalan kısımdır. İnsan önkolu : Radius ve Ulna adlı iki uzun kemik içermektedir.
Kaynak: Önkol
Kaynak: Önkol
Bilek güreşi, iki kişinin özel hazırlanmış ve dirsek lerin koyulduğu bir masada karşısındakinin bileğini yere yapıştırmaya çalıştığı
Kaynak: Bilek güreşi
Kaynak: Bilek güreşi
Üst ekstremite kemikleri insanda, humerus (pazu kemiği), antebrachium (radius ve ulna) (dirsek kemikleri), karpal kemikler (bilek kemikleri
Kaynak: Üst ekstremite kemikleri
Kaynak: Üst ekstremite kemikleri
maçının son saniyelerinde rakip oyuncu Luis Enrique Martínez García 'ya dirsek atmış ancak hakem bunu görmeden maçı bitirdi Maç sonrasında
Kaynak: Mauro Tassotti
Kaynak: Mauro Tassotti
Anatomik duruş pozisyonuna göre radius önkolun medial kısmında (başparmak tarafında), dirsek kemiği ise lateral kısmındadır (serçe
Kaynak: Radius (kemik)
Kaynak: Radius (kemik)
Daha sonra bu eğri ters döner ve doğuya (sağa) bir dirsek yapar. Küçük Kepçe'nin sonunda dörtgen bir kutu oluşturan dört yıldız,
Kaynak: Draco (takımyıldız)
Kaynak: Draco (takımyıldız)
Önkol (dirsek ile bilek arasındaki kısım) kaslarından uzanan on iki kiriş (tendon) bileğin ön yüzündeki bir bağın (ligamentin) altından
Kaynak: El
Kaynak: El
Parmak hareketlerinin sağlandığı tüm kaslar avuç içi ile kolun dirsek altı kısmı arasına bulunur. Parmaklar genel olarak bilinçli şekilde
Kaynak: Parmak
Kaynak: Parmak
Aforizma bir form olarak neredeyse bütün disiplinlerle dirsek temasındadır. Schopenhauer , Nietzsche, Cioran kimi zaman felsefi , kimi
Kaynak: Özdeyiş
Kaynak: Özdeyiş
İsimleri Yunanca "Meandros", yani "suların dirsek yaptığı yer" anlamına gelen "Menderes" adlı üç akarsu vardır Batı Anadolu'da.
Kaynak: Küçük Menderes
Kaynak: Küçük Menderes
İşte bu genişleme, damarların yüzeyel seyrettiği yerlerde (el bileği, dirsek içi, kasık, şakak, ayak bileği gibi) nabız dalgası olarak
Kaynak: Nabız
Kaynak: Nabız
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
