divane ne demek?
- 3 sözlük, 4 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
divane anlamı
sf. (di:va:ne) 1. Deli, kaçık, budala. 2. mec. Bir şeye çok düşkün olan.
sf. (di:va:ne) 1. Deli, kaçık, budala. 2. mec. Bir şeye çok düşkün olan.
Türkçe - İngilizce
divane anlamı
isim
1) spoon
isim
1) spoon
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
divâne anlamı
(< Far. dîvâne) divane, deli
(< Far. dîvâne) divane, deli
divane anlamı
< Far. divâne: divane; kaçık. || dıvana/divana || deli divane olmak: çok sevmek
< Far. divâne: divane; kaçık. || dıvana/divana || deli divane olmak: çok sevmek
divane eş anlamlısı
budala
sf. 1. Zekâca geri olan (kimse), alık: "Biz ondan yaşlı üç akıllı bu budalaya inandık." -H. R. Gürpınar. 2. Ahmak, bön: "Kendisi için bu budalaların arasında bir dakika geçirmek artık bir asır kaybetmeye müsaviydi." -Ö. Seyfettin. 3. mec. Bir şeye aşırı düşkün: Kibarlık budalası.
sf. 1. Zekâca geri olan (kimse), alık: "Biz ondan yaşlı üç akıllı bu budalaya inandık." -H. R. Gürpınar. 2. Ahmak, bön: "Kendisi için bu budalaların arasında bir dakika geçirmek artık bir asır kaybetmeye müsaviydi." -Ö. Seyfettin. 3. mec. Bir şeye aşırı düşkün: Kibarlık budalası.
deli
sf. 1. Aklını yitirmiş olan, akli dengesi bozulmuş olan, mecnun. 2. Coşkun, azgın (hayvan, duygu vb.): "Bu deli öfkeyi kime veya nelere, bir namlu gibi çevireceğini bilemiyordu." -T. Buğra. 3. mec. Davranışları aşırı ve taşkın olan (kimse), çılgın: "Ben delinin biriyim, ateşe girerim." -F. R. Atay.
sf. 1. Aklını yitirmiş olan, akli dengesi bozulmuş olan, mecnun. 2. Coşkun, azgın (hayvan, duygu vb.): "Bu deli öfkeyi kime veya nelere, bir namlu gibi çevireceğini bilemiyordu." -T. Buğra. 3. mec. Davranışları aşırı ve taşkın olan (kimse), çılgın: "Ben delinin biriyim, ateşe girerim." -F. R. Atay.
kaçık
is. 1. Çorabın ilmeği kaçmış yeri. 2. sf. İlmeği kaçmış (çorap vb.). 3. sf. Bir yana kaçmış, kaymış. 4. sf. mec. Bazı davranışları dengesiz olan, zıvanasız: "Bu köşkün perileri de kaçık galiba." -H. R. Gürpınar.
is. 1. Çorabın ilmeği kaçmış yeri. 2. sf. İlmeği kaçmış (çorap vb.). 3. sf. Bir yana kaçmış, kaymış. 4. sf. mec. Bazı davranışları dengesiz olan, zıvanasız: "Bu köşkün perileri de kaçık galiba." -H. R. Gürpınar.
"divane" için örnek kullanımlar
Gökmen ansızın divane oldu bu ne dert, nu ne aşk, bu ne huydur.
What trouble did this happen all of a sudden Gökmen spoon, nu love what you do, what huydur.
Kaynak: ozgurkocaeli.com.trCumhuriyet'te değişim istemem kimleri deli divane edip çıldırtmış olabilir?
Who would not want to change the Republic çıldırtmış and be crazy about?
Kaynak: dunyabulteni.netGetirin de görelim şu mecnun sefilinin deli divane olduğu kulu.'' Apar topar emir yerine getirilir.
Let's see you bring the following to be crazy about crazy sefilinin servant.'' Order shall be executed hurriedly.
Kaynak: yerelgundem.comTamam, bir kadının ilk erkeği olmak çok önemlidir ama sen de onu deli divane sevdiğini söylüyorsun ya!
Okay, I have a very important man, a woman's first love, but you're crazy about him either!
Kaynak: hurriyet.com.trDondurmacının iki çırağı ile akşamüstü dondurma yerken konuştuğum zaman deli divane oluyorum. Yalnız dondurmanın nasıl yapıldığını
Kaynak: Son Kuşlar
Kaynak: Son Kuşlar
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
