Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
doktor anlamı Fr.docteur
1. Hekim: § "Doktor beni temine çalışıyor: "Yanlışınız var, bunlar isilik sivilceleri..." -Peyami Safa, Sözde Kızlar, 162. § "İkinci kaptan, uyandırdığı için bin özürler dileyerek üçümüzden birinin doktor olup olmadığını soruyor." -Adalet Ağaoğlu, Gece Hayatım, 58. § "Çünki ben burada sinir tababetini, ruh doktorluğunu tahsil ettim." -Ziya Gökalp‘ın Neşredilmemiş Yedi Eseri ve Aile Mektupları, 36. § "Evvelce çıkarılmış olan dişinin yerine de diş taktırıyorum. İçimizde bir diş doktorunun bulunması, bu diş ıslahatını icap ettirdi." -Ziya Gökalp, Ziya Gökalp'ın Mektupları, 443. § "Buradakiler sıtmaya yakalandıkları vakit, titriyorlar, iki üç gün ateşleri yükseliyor ve doktor çağırıyorlar…" -Nazım Hikmet Ran, Yeşil Elmalar, 128. § "Doktor Hikmet, garsona üçüncü şopunu ısmarladı." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 5. § "Doktor Nazım Bey, zir-i nüfuzunda fakat "piedestal" bir kaide gibi zir-i nüfuzunda bulunuyordu." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 126. § "Doktor onda geleceğini söylemişti; fakat onu beklemeye mecbur değildi." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 9. § "Orada doktorların, kırığını sararlarken, birkaç zaman rahat döşeğinde uzanıp yatmanı isterlerken sen hiçbirini dinlemedin; direndin." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar III, 46. § "Doktorun dediği gibi filvaki mahmuma yani nöbetler gelmedi." -Ahmet Midhat Efendi, Demir Bey Yahut İnkişâf-ı Esrar, 23. "doktor. Mezun müderris manasına etibbaya tahsis olunan unvandır, üstat hekim gibi." -Ahmet Vefik Paşa, Lehçe-i Osmani. § "Ünlü doktorlarımızdan bir zat beni memnun etmek için bir istatistik yollamış." -Ahmet Rasim, Ramazan Sohbetleri, 253. § "Harp içindeydik, ilaç yoktu, doktor yoktu..." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 142. § "İnsanlığı kurtarmaya gelen Resulün, hastayı tedaviye koşan bir doktor gibi..." -Necip Fazıl Kısakürek, İhtilal, 24. § "Doktor kontrolünde…" -Elif Şafak, Mahrem, 22. § "Tıp doktorları bunu, böbrek şeklinde diye tanımlarlar." -Buket Uzuner, Şairler Şehri, 13. § "Doktor Selahattin, sen İstanbul'da oturmayacaksın ve siyasetle uğraşmayacaksın!" -Orhan Pamuk, Sessiz Ev, 20. § "Mühendis, şair, doktor gençmiş, bana ne?" -Nurullah Ataç, Söyleşiler, 21. § "… özellikle SHP'nin, işçi ve köylülerin değil, devlet memurlarıyla, doktor, avukat gibi meslek sahiplerinin, desteğini aldığını göstermektedir." -Attila İlhan, Aydınlar Savaşı, 97. 2. Bir fakülteyi veya bir yüksek okulu bitirdikten sonra belli bir bilim dalında en yüksek öğrenim basamağına vardığını, geçirdiği özel sınavla ve başarılı bir eserle gösterenlere verilen akademik unvan.