bol(I)
sf. 1. İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı:
"Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm." -P. Safa. 2. Nicelik bakımından olağandan veya alışılandan çok, kıt karşıtı:
"Demek ki zeytinin bol ve ucuz olduğu bir yerdeymiş." -B. Felek.