doruk ne demek?
- 13 sözlük, 26 sonuç.
BSTS / Coğrafya Terimleri Sözlüğü
doruk anlamı İng. summits Osm. zirve Alm. Gipfel Fr. sommet
Bir dağın en yüksek yeri.
BSTS / Dilbilim Terimleri Sözlüğü
doruk anlamı Fr. sommet
Sesin, keskinliği, yeğinliği, duyulurluğu en yüksek olan kısmı; bir hecenin vurgusu, tonu, ötümlülüğü TEK DORUKLU ( à sommet unique) veya ÇİFTE DORUKLU (à double sommet) olabilir.
BSTS / Fizik Terimleri Sözlüğü
doruk anlamı İng. maximum Osm. maksimum Alm.Höhepukt Fr. maximum
Bir işlevin belirli bir noktada, yakınlarına göre en büyük değerini aldığı nokta; işlevin dorukta türevi sıfır olur.
BSTS / Fiziksel Kimya Terimleri Sözlüğü
doruk anlamı İng. maximum Osm. maksimum Alm.Maximum Fr. maximum Jap. saidaiti
İşlev değerinin en büyük, değişkene göre türevin sıfır olduğu
BSTS / İktisat Terimleri Sözlüğü
doruk anlamı İng. peak
İktisadi konjonktürdeki genişlemenin en üst noktaya ulaşması, diğer bir ifadeyle genişlemeden tekrar daralmaya geçişi gösteren dönüş noktası. krş. dip
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
doruk anlamı Osm. zirve Fr. cime
(coğrafya)
doruk anlamı Osm. zirve Fr. crête
(coğrafya)
BSTS / Tiyatro Terimleri Sözlüğü
doruk anlamı İng. climax Alm. Höhepunkt
Bir oyunun geriliminde en üst, keskin nokta.
BSTS / Yerbilim Terimleri Sözlüğü
doruk anlamı İng. structural high, culmination Osm. âzami irtifâ Alm. Kulmination, Aufwölbung Fr. zone de surélevation
Bir kemer yapısının en yüksek kesimi.
Güncel Türkçe Sözlük
doruk, -ğu anlamı
is. 1. Dağ, ağaç vb. yüksek şeylerin tepesi, en yüksek yeri, zirve, şahika: "Dağ doruğu gibi yüce, pembemsi bir kaya yükseldi iskelemizde." -A. Erhat. 2. mec. En üstün başarı düzeyi: "Dorukta yalnız kalmak ve doruktan başlamak ne kadar da zormuş meğer." -T. Buğra. 3. mec. Heyecan, sevinç, coşku vb. duygularda ulaşılan en üst nokta.
Kişi Adları Sözlüğü
Doruk anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Tepe, en yüksek yer, uç, zirve. 2. En üstün başarı düzeyi. 3. Kibirli.
Türkçe - İngilizce
doruk anlamı
isim
1) peak
2) climax
3) pinnacle
4) cusp
5) culmination
6) zenith
7) height
8) heyday
9) summit
10) apex
11) crest
12) top
13) apogee
14) acme
15) meridian
16) sum
17) vertex
18) high tide
sıfat
1) apical
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
doruk anlamıTepe, en yüksek yer, uç.
İshaklı -Afyon
-Isparta
Kösten, Honaz, Çöplü *Çivril -Denizli
Yabanabat *Çeşme -İzmir
Sarıkozan aşireti *Kula, *Akhisar -Manisa
-Balıkesir ve çevresi
*Gemlik -Bursa
İnköy, Kurtköy, Altıntaş, *Emet -Kütahya
Arıcaklar *Gölpazarı, *Pazarcık, *Bozüyük, Akköy *Söğüt -Bilecik
Tokat, Bozan -Eskişehir
*Kandıra -Kocaeli
Demirciler, *Düzce, *Gerede, *Mudurnu -Bolu
Baklalı *Çatalca -İstanbul
*Bartın, Müfettişler *Devrek, Yazıköy *Safranbolu, Kilimli, Cumayanı, Yakademirciler -Zonguldak
*Taşköprü, Geley, Karabüzey *Araç, *Tosya, -Kastamonu
*Kurşunlu, -Çankırı
İbik, Hacıhamzalı *Osmancık, Kayı, -Çorum
*Havza, Engiz *Bafra -Samsun
*Merzifon ve köyleri -Amasya
*Boyabat -Sinop
Denizli, Beşikdüzü *Vakfıkebir -Trabzon
-Kars
Karaözü *Gemerek, *Şarkışla -Sivas
-Yozgat ve çevresi
-Ankara ilçe ve köyleri
-Kırşehir
Kızılviran, Yemliha -Kayseri
-Niğde
Zıvarık, Gömükkışla *Karaman -Konya
Çömelek *Mut, *Mersin -İçel
Bayralar *Elmalı -Antalya
Yenice -Muğla
-Edirne
*Lüleburgaz -Kırklareli
*Malkara, *Hayrabolu -Tekirdağ
doruk anlamı
1. Tomruk. 2. Büyüyememiş ağaç. 3. Çam, ardıç, katran, köknar fidanı. 4. Ağaçların en kalın dalları. 5. Tütün bitkisinin en üst yaprakları.
doruk anlamı
1. Kibirli. 2. Kabadayı. 3. Bir işe başlayıp başaramayan.
dôruk anlamıAkıl: Onun doruğu kıttır.
*Sandıklı -Afyon
doruk anlamıMide.
-Kastamonu
doruk anlamıYemek tası olarak kullanılan ayaklı bakır tasın eskiyen ayaklarına yapılan yama.
-Kayseri
doruk anlamıLadin ağacı.
Beşikdüzü *Vakfıkebir Trabzon
doruk anlamıLadin
Beşikdüzü *Vakfıkebir Trabzon
Yerleşim Birimleri Sözlüğü
Doruk anlamıAdana ili, Ceyhan ilçesi,
merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Doruk anlamı
Batman ili, Kayapınar bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Doruk anlamı
Diyarbakır ili, Tepe bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Doruk anlamıKas
Tamonu ili, Boyalı bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Doruk anlamı
Samsun ili, Dikbıyık bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
doruk eş anlamlısı
dağ(I)
is. Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hâkim ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümü.
dağ(II)
is. 1. Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan. 2. İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümüne kızgın bir araçla yapılan yanık. 3.
mec. Büyük üzüntü, acı.
şahika is. (şa:hika) esk. 1. Doruk, zirve:
"Civar dağların karlı şahikalarını yeni sevgilime gösteriyorum." -R. H. Karay. 2. En üst derece:
"Sanatın nadir kaydedeceği bir şahikadan gürlemişti." -H. F. Ozansoy.
zirve is. 1. Doruk:
Dağın zirvesi. 2.
mec. Bir işte ulaşılan en üst aşama:
Sanatın zirvesi.
"doruk" için örnek kullanımlar
Trabzon'da tertiplenen programda coşku ve heyecan
doruk noktaya ulaştı.
The program has reached the point of enthusiasm and excitement is arranged in Trabzon.
Kaynak: yenimesaj.com.trhaftasına gelindiğinde heyecan bir kez daha
doruk noktaya ulaşmış durumda.
By the time the week of excitement has reached a climax point.
Kaynak: spothaber.comCudi Dağı'nda 2 bin metrenin üzerinde olan dört
doruk vardır.
There are four peak over two thousand meters on Mount Cudi.
Kaynak: sabah.com.trSamanyolu TV'nin aksiyonun
doruk noktası Şefkat Tepe dizisi 100.
Compassion is the culmination of the action of the TV series of the Milky Way Peak 100
Kaynak: haberciniz.bizDoruk, Kastamonu ilinin Araç ilçesine bağlı bir köy dür. Tarihçe: Köyün adı eski bizanslarda güçlü kuvvetli
doruk diye hitap edilen bir
Kaynak: Doruk, Araç Ayrıca süper yırtıcı, alfa yırtıcı,
doruk yırtıcı,
doruk avcı, veya büyük avcı isimleriyle de anılırlar. Bazıları sadece bazı çevrelerde
Kaynak: Süper avcıklasik Japon tarihinin son bölümüdür ve 794 'ten 1185 'e kadar sürmüştür. Konfüçyüsçülük ve diğer Çin etkileri
doruk noktasındayken
Kaynak: Heian dönemi