Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

kırmak ne demek?

 - 5 sözlük, 6 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

kırmak anlamı
kazımak, bir şeyi kökünden çıkarmak; kırmak

Güncel Türkçe Sözlük

kırmak, -ar anlamı
(-i) 1. Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak: Taşları kırmak. Bardağı kırmak. 2. İri parçalara ayırmak. 3. (nsz) Belirli bir biçimde katlamak: Forma kırmak. 4. Öldürmek, yok olmasına neden olmak: Bu yıl soğuk hayvanları kırdı. 5. Bir şeyin fiyatını azaltmak, indirmek: "Firma verdiği teklif fiyatını son dakikada bir yüzde yirmi daha kırıyordu." -H. Taner. 6. Dileğini kabul etmeyerek veya beklenmeyen bir davranış karşısında bırakarak gücendirmek, incitmek: "Sizin hatırınızı kırmamak için işte gelip misafir oluyorum; fakat bu yaşımda misafirle uğraşacak hâlim yok." -H. Z. Uşaklıgil. 7. Tavlada karşı oyuncunun pulunu oyun dışında bırakmak. 8. Vücut kemiklerinden birini parçalamak: "Ayol, yapma, gel, düşüp bir yerini kıracaksın!" -O. C. Kaygılı. 9. Tahılı iri ve kaba öğütmek. 10. (-e) Hareket durumundaki canlının veya taşıtın yönünü değiştirmek, çevirmek, döndürmek: "Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa doğru kıracaksınız ki bisiklet doğrulsun." -B. Felek. 11. mec. Yok etmek: Direncini kırmak. Hevesini kırmak. 12. mec. Gücünü, etkisini azaltmak: "Birkaç gün evvel yağan yağmur sıcağı kırmamış." -B. Felek. 13. argo Kaçmak, uzaklaşmak. 14. (nsz) tic. Değerinden düşük fiyata almak: Bono kırmak. Çek kırmak.

Tarama Sözlüğü

kırmak anlamı
Öldürmek, yok etmek, imha etmek, tenkil etmek

Türkçe - İngilizce

kırmak anlamı
fiil
1) break
2) hurt
3) crack
4) dampen
5) break down
6) offend
7) chop
8) fracture
9) bust
10) reduce
11) shatter
12) cut
13) refract
14) snap
15) breach
16) split
17) rupture
18) lacerate
19) discount
20) skip
21) chill
22) bear down
23) vanquish
24) set up
25) blight
26) freeze
27) put off
28) quench
29) give offense
30) touch
31) sting
32) stave in
33) snap off
34) rive
35) pique
36) outrage
37) ruffle feelings
kelime öbeği
1) put nose out of joint

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

kırmak anlamı
İskambil oyununda koz kırmak.

-Trabzon

kırmak anlamı
Sıvışmak, uzaklaşmak : Kirişi kırmak.

-Trabzon

kırmak eş anlamlısı

çevirmek
(-i) 1. Bir şeyin yönünü değiştirmek: "Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi." -Y. Z. Ortaç. 2. Öteki yüzünü görünür duruma getirmek: "Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu." -Ö. Seyfettin. 3. Döndürerek hareket ettirmek: "Resimleri albüme yapıştırırken kocası da radyonun düğmesini çevirdi." -S. F. Abasıyanık. 4. Yönetmek, idare etmek: "Eteği belinde, bütün evi o çeviriyor." -H. Taner. 5. Durdurmak: Taksi çevirmek. 6. Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek: Arkadaşı bizi çevirip evine götürdü. 7. Geri göndermek: Kendisine yollanan parayı çevirmiş. 8. Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek. 9. Çevrilemek, tevil etmek: Sözü işine geldiği gibi çevirdi. 10. (-den) Çeviri yapmak: "Romanlar, hikâyeler yazar; yahut Fransızcadan çevirirmiş." -M. Ş. Esendal. 11. (-i, -le) Bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak: Bağı duvarla çevirmek. 12. (-i, -e) Bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek: Evlerini otele çevirdiler. 13. (-den, -e) Bir durumdan başka duruma geçmek. 14. (nsz) Kâğıt oyunu oynamak. 15. (nsz) mec. Hile, dolap, dalavere vb. dürüst olmayan davranışlar ortaya koymak: "Bendenize şikâyetlerin yapılmaması, iş çevirmek isteyenlerin muvaffak olamayacaklarını bilmeleri neticesidir." -Atatürk. 16. (-i, -e) mec. Kötü bir duruma getirmek: Adamı maskaraya çevirmek.
döndürmek
(-i, -e) 1. Dönmesini sağlamak. 2. (-i) Başarısız saymak, geri çevirmek: Sınavda döndürmüşler. 3. Çevirmek: "Oğlu başını arkaya döndürdü." -H. R. Gürpınar. 4. mec. ... bir duruma getirmek: Beni serseme döndürdü. 5. mec. Düzene koymak, yönetmek: Tek başına bütün evi döndürüyor.
incitmek
(-i) 1. İncinmesine yol açmak: "Sol ayağımı geçen gün biraz incitmiştim." -A. Gündüz. 2. mec. Kötü söz veya davranışla birini kırmak, üzmek: "Bu gibi işlerin halkı incitmeyeceğini söylediler." -M. Ş. Esendal.
indirmek
(-i) 1. Yüksekten, sarp ve kötü yerden veya yukarıdan aşağıya inmesini sağlamak: "Zeynep'i o sel yatağından, yağdan kıl çeker gibi indirdi." -Y. Kemal. 2. Bir taşıt veya binek hayvanından aşağıya almak. 3. Fiyatını azaltmak, düşürmek. 4. Hızla vurmak: "Genç adamın başına son darbeyi indirdi." -Y. K. Karaosmanoğlu. 5. Kapamak: Kepenkleri indirmek. 6. (nsz) Yağmur, sis, birdenbire bastırmak: "Haberlerle birlikte hızlı bir yağmur indirdi." -N. Cumalı. 7. Kırmak, tahrip etmek: Göstericiler yapının camlarını indirmişler.
kaçmak
(-e) 1. Hızla koşup bir yere saklanmak: "Bir tehlike sezdiğin anda hemen eve kaçarsın." -H. R. Gürpınar. 2. (nsz) Kimseye bildirmeden bulunduğu yerden ayrılmak, firar etmek: "Silahını hatta başındaki şapkasını bırakıp kaçıyor." -R. E. Ünaydın. 3. (-den) Kendini göstermemek, rastlaşmamaya çalışmak: Alacaklıdan kaçmak. 4. (-den) Kaçınmak: Ben zahmetten kaçmam. 5. (-den) Gaz, sıvı vb. şeyler sızmak: Kazandan islim kaçıyor. 6. (nsz) İpi kopmak: Çorabım kaçtı. 7. (-e, nsz) Girmek: Kulağına su kaçmış. 8. Bir yana doğru kaymak: Odanın halısı biraz sağa kaçmış. 9. (nsz) Görünmeden gitmek, savuşmak, sıvışmak: "Belki sirayet eder diye korkacaklar ve kaçacaklar." -B. Felek. 10. (nsz) Hızlı koşmak: "Biletlerini memurun elinden kaptı, kaçar gibi gişeden uzaklaştı." -N. Cumalı. 11. (nsz) Yok olmak: Rahatı kaçmak. Neşesi kaçmak. 12. Yaklaşmak, benzemek, andırmak: Bu mavi yeşile kaçıyor. 13. Kaçgöçe uymak: "Gelin bir evde kayınbabasından kaçar, güveyi, baldızının yüzünü tanımazdı." -R. H. Karay. 14. (-den) Kız veya kadın yasalara ve aile isteklerine karşı gelerek evlenmek için evinden ayrılmak. 15. (-i) Rengi ağarmak, uçmak. 16. (-den) sp. Yarışçı diğerlerinden hızla ayrılıp arayı açmak. 17. sp. Futbol ve basketbolda engelleyen adamdan kurtulmak veya pas alabilmek için boş alana koşmak.
yok etmek
varlığına son vermek, ortadan kaldırmak, ifna etmek, izale etmek: "Kurtulmak için ya yok olmalı ya yok etmeli." -A. İlhan.

"kırmak" için örnek kullanımlar

Meleğe kanat takmak için illa ki kolu kırmak zorunda değiliz oysa.
We do not necessarily have to break the handle to attach angel wings yet.
Kaynak: sabah.com.tr
İçerideki şanssızlığımızı kırmak için çok fazla çalışacağız.
Şanssızlığımızı inside too much work to break.
Kaynak: trtspor.com.tr
O rekoru kırmak için gittim ve rekoru kırıp geldim çok şükür.
He came to break the record for the record, and thank goodness I went to break.
Kaynak: trtspor.com.tr
Viktoria Plzen ise bu baskıyı kırmak adına karşılaşmanın 69.
Viktoria Plzen match the name of this pressure to break 69
Kaynak: ankarahaber.com
Buzkıran, deniz ulaşımı için bir geçit açmak amacıyla, özellikle buz kırmak için yapılmış gemidir. İlk örneğini 19. yüzyılda İngiltere 'de
Kaynak: Buzkıran
to crack - "bölmek, parçalamak, kırmak") petrol jeolojisi nde ve petrol endüstrisinde bir yöntemdir. Bu işlemde ısı ve basınç veya
Kaynak: Kraking
Hava saldırısı asıl olarak Hollanda güçlerinin direncini kırmak, Maas Nehri (Nİeuwe Maas)'nin kontrol altında tutulması ve kuzeyinin
Kaynak: Rotterdam Bombardımanı
"400 darbe" Fransızca da "okulu kırmak" anlamında bir deyimdir. François Truffaut 'un 1959 yapımı filmi sinema sanatının başyapıtları
Kaynak: 400 Darbe
Ayrıca .NET Passport hizmetinin belkemiğidir. Google 'ın arama motoru teknolojisindeki tekelini kırmak ve arama motoru piyasasından pay
Kaynak: Microsoft Network
Ülkenin iç kesimlerinde giderek denetimi sağlayan FLN'nin etkisini kırmak amacıyla Cezayir 'e 500 bin kişilik bir Fransız ordusu
Kaynak: Cezayir Bağımsızlık Savaşı
Bu saldırı Mekkeliler tarafından Bedir Muharebesi 'ndeki kayıplarının öcünü almak ve Müslümanların yükselen gücünü kırmak için yapıldı.
Kaynak: Uhud Muharebesi
RSA şifrelemeyi kırmanın çarpanlara ayırma problemini kırmak kadar zor olup olmadığı hala kesinleşmemiş bir problemdir. Tarihi
Kaynak: RSA
ne de hakim olarak ve bşlgedeki Portekiz kalelerini temizleyerek bu ülkenin Hint Okyanusu ğzerinde kurduğu ticaret tekelini kırmak istiyordu.
Kaynak: Lahsa Eyaleti
İngilizlerin komutası altındaki düzensiz bir Arap kuvveti Mavi Nil 'e kadar direnişi kırmak üzere ırmağın doğu yakası boyunca ilerlerken
Kaynak: Omdurman Muharebesi
Osmanlı Devleti; Alman idaresindeki Macar topraklarını almak, Alman gücünü kırmak ve birçok bölge fethetmek için Kutsal Roma Cermen
Kaynak: Alman Seferi
kaldırarak altın madalyayı kazandı Silkmede kalan son iki hakkında dünya rekorunu kırmak için 233 kiloyu denedifakat ikisinde de başarılı olamadı.
Kaynak: Ilya Ilin
sekban ocağı, 1451 'de, yeniçerilerin taşkınlık etmeleri üzerine itâatsizlik eğilimini kırmak için Fâtih'in emriyle yeniçeri ocağına dağıtıldı.
Kaynak: Sekban
prensi Louis I de Bourbon,Guise'lerin gücünü kırmak için bir komplo düzenledi.Amboise Komplosu olarak da bilinen bu komplo başarısızlığa
Kaynak: II. François
1990'ların başında ABD 'de (Olympia, Washington ) özellikle müzik piyasasında var olan erkek egemenliğini kırmak ve kadın müzik
Kaynak: Riot Grrrl
Bunu İngilizler İskoç ordusunun şevkini kırmak için bu yola başvurdular. Kral bunu geri çevirirse askerlerinin önünde küçük düşüceğinden
Kaynak: Bannockburn Muharebesi
Bu yüzden Viet Minh generali Vo Nguyen Giap , üssü 40 bin askerle kuşatıp savunma hatlarını kırmak için ağır toplar kullandığında
Kaynak: Dien Bien Phu Muharebesi
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.