İşsiz kalan bireyler, karnını
doyurma uğruna hırsızlığa yönelebiliyor.
Individuals who are unemployed, those who would fill their stomachs for the sake theft.
Kaynak: haberx.comBizde vizyona girmeden DVD'si çıkan beş film, her türlü kitleyi
doyurma potansiyeline sahip.
We have the five films released on DVD without any impregnation with the potential audience.
Kaynak: haberturk.comHak hukuk adalet derken, iktidarda olunan İzmir Belediyeleri yandaş
doyurma merkezi haline geldi.
Rights law, justice, he said, became the center of power feeding pro Municipalities owned Izmir.
Kaynak: yerelgundem.comEn pratik en ucuz karın
doyurma yöntemiydi..
Impregnation method was the most practical is the cheapest snow ..
Kaynak: gundem.milliyet.com.trİlk açıldığı sırada aileleri Ankara dışında olan milletvekilleri ve yüksek bürokratların zorunlu karın
doyurma mekanı olan Karpiç; zamanla
Kaynak: Karpiç Lokantasıdoğal ürünlerden karınlarını
doyurma yöntemini denemişler ve yaşamlarını böyle sürdürmeyi başarmışlardır. Hatta hayvan gübresinin içindeki
Kaynak: Bahçeköy, Koyulhisargün yemek yedirme olayı eski Türklerdeki "ölüyü
doyurma" düşüncesine benzer. Yemeğe katılanlar "Ölünün canına değsin." derler.
Kaynak: Harmandalı, Altınyaylabenimserken bazı süslü cümleleri aralarda vererek okuru sanatsal açıdan
doyurma geleneğinin aksine - zaman zaman kimi romanlarında ağır bir
Kaynak: Ecinniler