Hiçbir cümle Senin fedakarlığını betimlemek için
doyurucu olmuyor!
No sentence is not satisfactory to describe your sacrifice!
Kaynak: haberdiyarbakir.comKekler hem
doyurucu hem de bir çok kişinin beğeneceği lezzetlerdir.
Cakes, as well as a lot of people will appreciate the hearty delicacies.
Kaynak: haberaj.comBilim yapmanın benim için en
doyurucu yanlarından biri de mentorluk.
One of the most satisfying aspects of doing science mentor for me.
Kaynak: ekonomi.milliyet.com.trBu iki değişik tat
doyurucu bir atıştırmalık isteyenler için bire bir.
This is a one-to two different taste, for those who want a hearty snack.
Kaynak: kadin.haber3.comGenellikle öğündeki en ağır ve en
doyurucu yemektir. Çoğunlukla salata ve çorba sonrasında, tatlı dan önce gelir. Bir et veya balık
Kaynak: Ana yemekÖzellikle iç Anadolu bölgesin Kırşehir, Kayseri ve Ankara gibi illerinde çok tüketilen, pratik,
doyurucu ve ekonomik yiyecek türüdür.
Kaynak: Kıymalı pideaz ama
doyurucu yemek. Belirsizlik sıfatı "bir" ile kendisinden önceki sıfat arasına virgül konulmaz: uzun, ince bir yol. yenilikçi bir
Kaynak: Sıfat tamlamasıYapı
doyurucu seviyedeydi ve 1592 yılında kutsandı. Her yıl Venedik Dükü ve senatörler, özel olarak inşa edilmiş duba körüler üzerinden
Kaynak: Il Redentoreayrıca köyün içinde birde oluk vardır bu suyun özelliği
doyurucu olmasıdır o suyu içince tokluk hissi veriri ayrıca köyün kendi suyuda
Kaynak: Başören, BeypazarıBurada, V_max sistemden elde edilebilecek en yüksek reaksiyon hızıdır, enzimi
doyurucu substrat konsantrasyonunda bu hıza ulaşılır.
Kaynak: Michaelis-Menten kinetiğiÖrnek kişiliği,
doyurucu yorumu ve etkiliyici ses rengiyle opera sahnelerini doldurmaktadır. Aynı zamanda iyi bir şan pedagogudur.
Kaynak: Eralp Kıyıcıİslâm Dünyası nda Sâbit ibn Kurrâ, bu görüşten kuşku duymuş ama bunun yerine daha
doyurucu olan başka bir görüş koyamamıştı.
Kaynak: ZerkâlîBu kadar az sayıdaki anime ile 52 sayfalık sürekli yayınlanacak bir dergide maalesef
doyurucu bir içeriğe sahip olmak imkânsız.
Kaynak: MangAnimeBilim adamlarının çoğunluk
doyurucu bulduğu bu kurama ters düşen kimi gözlemler de yok değildi. Bunlardan biri yanma için havanın
Kaynak: Kütlenin korunumu yasasıBilim adamlarının çoğunlukla
doyurucu bulduğu bu kurama ters düşen kimi gözlemler de yok değildi. Bunlardan biri yanma için havanın
Kaynak: Antoine LavoisierDaha
doyurucu bir açıklama yapmadan önce, Strabon'un şu tanımlamasını irdelemek gerekir. ‘ Paroreianın başlangıcındaki Holmiye gelinir ki
Kaynak: TyraionDönderme hızlı, pratik , besleyici ve
doyurucu bir yiyecektir. Hızın, zamanın ve pratiklik gerektiren göçebe kültürü için hızlı bir karın
Kaynak: DöndermeAncak mühimmeler hatt-ı humayunlar kadı sicilleri tahrir defteri ve diğer arşiv vesikaları incelendikçe Çepnilerle ilgili daha
doyurucuKaynak: Takazlı, BeşikdüzüPilavlar ekmek yerine
doyurucu madde olarak kullanılır. Ayrıca pirinçten yapılan pirinç unu makarnası (沙河粉) ve pirinç şarabı da yemeklerde
Kaynak: Çin mutfağıOyunda kaldığı süre içerisinde Rocket ile beraber
doyurucu bir snooker oyununa imza atıp, inanılmaz atışlara imza atmıştır. 9-6 dan müthiş
Kaynak: Mark SelbySol el kıvraklığını hem yüksek tınılı, hem de zengin,
doyurucu seslerle birleştirebilmesi tambur tekniginin en ayırt edici yönüdür.
Kaynak: Necdet Yaşar