duyar sf. 1. Duygulu, duygun, duyarlı, hassas. 2. Beden üzerinde uyarıldığında hızlı ve güçlü tepkilere yol açan:
Duyar bölge. duygulu sf. Duygusu, duyarlığı çok olan, kolay duygulanan, içli, hassas:
"Doktorlukta fazla duygulu olmaya yer yoktur ama, duygusuz görünmeye de hiç!" -N. F. Kısakürek.
hassas sf. 1. Duyum ve duyguları algılayan:
"Halıda kaybolan ayak seslerini evvela Peregrini'nin hassas kulakları sezdi." -H. E. Adıvar. 2. Çabuk duygulanan, duygun, duyar, duyarlı, içli, alıngan:
"İri yarı bir adam olmakla beraber pek hassastı." -A. Gündüz. 3. Çabuk etkilenen:
"Düşmanın en hassas ve mühim noktası orası idi." -Atatürk. 4. Yapımı ve bakımı özen isteyen, aksamadan çok doğru çalışan, kesin ölçüler gerektiren işlerde kullanılan (alet):
Hassas terazi.