Kemalizm merkez olunca onun dışında kalan her şey
eğreti kalıyor.
Everything else stays out of his makeshift headquarters when Kemalism.
Kaynak: habervakti.comOnun bulduğu çözümler çok
eğreti kaldı ve başarılı olamadı.
He was very makeshift solutions found and was not successful.
Kaynak: tr.euronews.comİnsanın başına ne gelirse dilinden gelirmiş;
eğreti ata binen de tez inermiş.
Say in what happens to the human language; makeshift inermis riding in the thesis.
Kaynak: haber7.comEğreti duran herhangi bir şeye rastlamak mümkün değil.
Makeshift come across anything that is not possible.
Kaynak: tiyatronline.com Eğreti Gelin, yönetmen Atıf Yılmaz 'ın 2004'te gösterime giren son filmidir. Kendisini evliliğe hazırlayan
eğreti gelin ine âşık olan bir
Kaynak: Eğreti Gelin (film) Calaferte'nin yapıtlarının başka ve yeni bir özelliği de açık seçik ve
eğreti bir üslup aracılığıyla ahlâksal çelişkileriyle yüz yüze
Kaynak: Louis CalaferteCeket veya Gömlek Kolçağı : Ceket veya gömlek kollarının kirlenmesine engel olmak için bilekten dirseğe kadar geçirilen
eğreti kolluk.
Kaynak: KolçakKırmızı
eğreti otunun bölgede çokça yetişmesinden dolayı bölgeye yörede
eğreti otu manasına gelen "Kızıl Ot" ismi verilmiştir.
Kaynak: Kızılot, Çarşamba