Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

alçak ne demek?

 - 5 sözlük, 5 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

alçak anlamı
yumuşak huylu, ince kişi, uslu

Güncel Türkçe Sözlük

alçak anlamı
sf. 1. Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı: "Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna." -E. Şafak. 2. Aşağıda olan, yüksek olmayan (yer). 3. Kısa (boy): Alçak boylu bir adam. 4. mec. Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain: Vatan hizmetinden kaçanlar alçaktır.

Tarama Sözlüğü

alçak anlamı
Mütevazi, yavaş, sakin.

Türkçe - İngilizce

alçak anlamı
sıfat
1) low
2) lousy
3) vile
4) villainous
5) cowardly
6) short
7) ignoble
8) sneaky
9) base
10) humble
11) sordid
12) dastardly
13) contemptible
14) nefarious
15) squat
16) sneaking
17) recreant
18) rascally
19) baseborn
20) scoundrelly
21) misbegotten
22) lowrise
23) no-good
24) low-down
zarf
1) low
isim
1) scoundrel
2) heel
3) blackguard
4) recreant
5) ravisher
6) sneak
7) swab
8) swob
9) no-good

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

alçak anlamı
Dere boyu, düz otlak yer, vadi: Hayvanları alçakta gördünüz mü?

Karapınar *Çaycuma -Zonguldak

alçak eş anlamlısı

aşağılık
is. 1. Aşağı olma durumu, adilik. 2. sf. Niteliği düşük, adi: "Bazen en aşağılık bir romanı tabii olarak okur." -H. E. Adıvar.
rezil
sf. Alçak, aşağılık: "Ah, seni serseri, rezil, alçak seni! Demek bana başkaldırıyorsun!" -N. Hikmet.
soysuz
sf. 1. Soyunun özelliklerini yitirmiş olan (kimse, bitki vb.), dejenere. 2. Biyolojik ve toplumsal ölçüler yönünden göze batacak kadar kötüye giden (kimse), dejenere: "Ağaç deyip geçme, onun da soylusu olur, soysuzu olur." -T. Buğra. 3. mec. Kötü tanınmış, ahlaksız.

alçak zıt anlamlısı

yüksek
is. 1. Yukarıda, üst tarafta olan yer: "Yüksekten avluya açılmış iki pencereden aydınlık alıyordu." -M. Ş. Esendal. 2. sf. Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan, alçak karşıtı: "Mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı." -Ö. Seyfettin. 3. sf. Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan: "İri kanatları ile bir kaşıkçı kuşu çok yükseklerde tur atıyor." -H. Taner. 4. sf. Güçlü, etkili, şiddetli: Yüksek basınç. Yüksek gerilim. 5. sf. Derece veya makamı bakımından üstün: Yüksek kurul. 6. sf. Normal değerlerin üstünde olan, çok: "Türk milletinin karakteri yüksektir." -Atatürk. 7. sf. mec. Erdemli, faziletli: Yüksek duygu. 8. sf. mec. Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan: Yüksek sosyete. 9. zf. Büyük para ile: Yüksek oynamak.

"alçak" için örnek kullanımlar

İslami devlet modeline ve kirli ve alçak sisteme yedeklenmeyi yeğliyor.
He would prefer to be backed up the system model of an Islamic state and dirty and low.
Kaynak: odatv.com
Kalemimin ve ağzımın ayarı yoktur, kabul ama ben "alçak" değilimdir.
There is no setting pen and mouth, but I was considered "low" I'm not.
Kaynak: sabah.com.tr
Alçak gönüllü oluşunu iyi kullanıyor ve bunu başarılara yönlendiriyor.
Good use, and it leads to the occurrence of modest successes.
Kaynak: fanatik.com.tr
Hoomei tarzı ağır çok alçak frekanslı uğuldayan bir sestir.
Hoomei style is very low-frequency humming sound is heavy.
Kaynak: turkish.ruvr.ru
Alçak ve yüksek rölyef olmak üzere ikiye ayrılır. Mimarlıkta da heykel sanatında da kullanılan bir terimdir. yapılıyorsa alçak rölyef adını alır.
Kaynak: Kabartma
Doğru akım (DA, DC ya da sürekli akım ) elektrik yüklerinin yüksek potansiyel den alçak olana doğru sabit olarak akmasıdır.
Kaynak: Doğru akım
Şu ana kadar yapılan uzay istasyonları alçak Dünya yörüngesi ne gönderilmiştir. Uzay istasyonlarının diğer uzayaraçlarından başlıca farkı
Kaynak: Uzay istasyonu
Siklon, (Cyclone) atmosfer de bir alçak basınç alanı çevresinde hızla dönen rüzgârların oluşturduğu şiddetli fırtınadır. Siklonlar güney
Kaynak: Siklon
Dağ geçidi, bir dağ ya da tepe sırasında, bir taraftan öbür tarafa geçişe imkân tanıyan alçak noktaya verilen isimdir. Geçilen sırayı
Kaynak: Dağ geçidi

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.