Biz daha
yüksek katma değerli, tasarım odaklı ürünler üretiyoruz.
We have a higher value-added, design-oriented products we produce.
Kaynak: yenimesaj.com.trYerden sert ve ritmi
yüksek pasla oynadığında etkili oluyordu aslında.
The fact that the ground was hard and effective rhythm plays a high rust.
Kaynak: aksam.com.trÖzellikle Beşiktaş'ın
yüksek temposu gözümüze çok hoş göründü.
In particular the high tempo of Besiktas eyes looked very nice.
Kaynak: skorer.milliyet.com.trMaç sırasında tribünlerdeki
yüksek dozaj, sahaya da yansıdı.
Stadium during a match high dosage, was also reflected in the field.
Kaynak: medyafaresi.comYüksek çözünürlüklü televizyon ya da
yüksek tanımlamalı televizyon (İngilizce :High-definition television, kısaca HDTV) geleneksel TV yayın
Kaynak: Yüksek çözünürlüklü televizyon Yüksek tansiyon ya da hipertansiyon, aşırı
yüksek tansiyon demektir. Normal kan basıncı değerleri bireyden bireye değişkenlik
Kaynak: Yüksek tansiyon 1961 yılına kadar, sırıkla
yüksek atlamanın gerek eğitim öğretim çalışmaları ve gerekse yarışmaları, metal veya bambu kamışı sırıklar ile
Kaynak: Sırıkla yüksek atlamaEn geniş tanımı ile
yüksek fırınlar cevherin yakıtla doğrudan temas halinde olduğu izabe üniteleridir. (İng: smeltmill) bir
yüksek fırındır.
Kaynak: Yüksek fırınPulmoner hipertansiyon (PH), (Akciğer
yüksek tansiyonu/Pulmoner arter iyel hipertansiyon / ICD -10 kodu: I27.0 ile I27.2 ) prognozu son
Kaynak: Pulmoner yüksek tansiyon