güçlü ne demek?
- 5 sözlük, 10 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
güçlü anlamı
sf. 1. Gücü olan, kuvvetli, yavuz: "Kalın gövdeli, güçlü bir ihtiyardı." -A. Kutlu. 2. Şiddeti çok olan. 3. mec. Etkisi, önemi büyük olan, sözü geçer, forslu: "Sanırım uzun zaman kimliğini korumak, güçlü kalabilmek için direndi." -R. Mağden. 4. mec. Nitelikleri ile etki yaratan, etkili: "Bu denli güçlü bir aşkı bundan sonra da önleyemeyeceğimi biliyordum." -A. Ümit.
sf. 1. Gücü olan, kuvvetli, yavuz: "Kalın gövdeli, güçlü bir ihtiyardı." -A. Kutlu. 2. Şiddeti çok olan. 3. mec. Etkisi, önemi büyük olan, sözü geçer, forslu: "Sanırım uzun zaman kimliğini korumak, güçlü kalabilmek için direndi." -R. Mağden. 4. mec. Nitelikleri ile etki yaratan, etkili: "Bu denli güçlü bir aşkı bundan sonra da önleyemeyeceğimi biliyordum." -A. Ümit.
Kişi Adları Sözlüğü
Güçlü anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Gücü çok olan. 2. Etkili, önemli, nitelikli. 3. Şiddetli.
Cinsiyet: Erkek
1. Gücü çok olan. 2. Etkili, önemli, nitelikli. 3. Şiddetli.
Tarama Sözlüğü
güçlü anlamı
Kuvvetli, zorlu.
Kuvvetli, zorlu.
Türkçe - İngilizce
güçlü anlamı
sıfat
1) strong
2) powerful
3) robust
4) potent
5) mighty
6) vigorous
7) forceful
8) sturdy
9) keen
10) energetic
11) stalwart
12) virile
13) heroic
14) stout
15) bouncing
16) brawny
17) iron
18) spirited
19) voluminous
20) pithy
21) sinewy
22) prepotent
23) sinewed
24) high-pressure
25) full-blooded
son ek
1) -powered
sıfat
1) strong
2) powerful
3) robust
4) potent
5) mighty
6) vigorous
7) forceful
8) sturdy
9) keen
10) energetic
11) stalwart
12) virile
13) heroic
14) stout
15) bouncing
16) brawny
17) iron
18) spirited
19) voluminous
20) pithy
21) sinewy
22) prepotent
23) sinewed
24) high-pressure
25) full-blooded
son ek
1) -powered
Yerleşim Birimleri Sözlüğü
Güçlü anlamı
Bayburt ili, Demirözü ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Bayburt ili, Demirözü ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Güçlü anlamı
Diyarbakır ili, Lice ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Diyarbakır ili, Lice ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Güçlü anlamı
Diyarbakır ili, Silvan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Diyarbakır ili, Silvan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Güçlü anlamı
Hakkâri ili, Yüksekova ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Hakkâri ili, Yüksekova ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Güçlü anlamı
Şanlıurfa ili, Çamlıdere bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Şanlıurfa ili, Çamlıdere bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Güçlü anlamı
Şırnak ili, Dicle bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Şırnak ili, Dicle bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
güçlü eş anlamlısı
etkili
sf. Etkisi olan, tesirli, müessir, patetik: "Hayli etkili bir yer altı çalışması yapılıyormuş." -A. İlhan.
sf. Etkisi olan, tesirli, müessir, patetik: "Hayli etkili bir yer altı çalışması yapılıyormuş." -A. İlhan.
forslu
sf. 1. Üzerine fors çekilmiş (gemi, otomobil). 2. mec. Sözü geçer, güçlü.
sf. 1. Üzerine fors çekilmiş (gemi, otomobil). 2. mec. Sözü geçer, güçlü.
kuvvetli
sf. 1. Gücü çok olan, zorlu, şiddetli: "Güneşin en yüksek, rüzgârın en kuvvetli olduğu an kavga azıyor." -H. E. Adıvar. 2. Sağlam, dayanıklı olan: "Beyaz şayaklar giymiş, kuvvetli gürbüz yüzü, ensesi güneşten yanmış sporcu." -Ö. Seyfettin. 3. Görevini iyi yapan, keskin: Kuvvetli gözleri var. 4. Çok etkileyici: "En kuvvetli inatlar ve zulmetler bile artık mukavemet edemiyor." -Ö. Seyfettin. 5. Saygın, nüfuzlu. 6. Üstün, donanımlı. 7. Etkili: "İkinci gün sıtmadan şüphelendik, kuvvetli dozda kinin verdik." -R. N. Güntekin.
sf. 1. Gücü çok olan, zorlu, şiddetli: "Güneşin en yüksek, rüzgârın en kuvvetli olduğu an kavga azıyor." -H. E. Adıvar. 2. Sağlam, dayanıklı olan: "Beyaz şayaklar giymiş, kuvvetli gürbüz yüzü, ensesi güneşten yanmış sporcu." -Ö. Seyfettin. 3. Görevini iyi yapan, keskin: Kuvvetli gözleri var. 4. Çok etkileyici: "En kuvvetli inatlar ve zulmetler bile artık mukavemet edemiyor." -Ö. Seyfettin. 5. Saygın, nüfuzlu. 6. Üstün, donanımlı. 7. Etkili: "İkinci gün sıtmadan şüphelendik, kuvvetli dozda kinin verdik." -R. N. Güntekin.
yavuz
sf. 1. Güçlü, çetin. 2. İyi, gürbüz, güzel. 3. esk. Kötü, fena.
sf. 1. Güçlü, çetin. 2. İyi, gürbüz, güzel. 3. esk. Kötü, fena.
"güçlü" için örnek kullanımlar
Bu hafta ligin güçlü ekiplerinden Galatasaray'ı konuk edeceğiz.
Galatasaray will host the league's strongest teams this week.
Kaynak: medyaspor.comTaraftar desteğimizi güçlü şekilde arkamıza alarak sahaya çıkacağız.
Strongly support the site by the fans back and get out.
Kaynak: haber3.comÇok güçlü bir şekilde turu geçmek için çaba gösterecekler.
Made efforts to pass a very powerful way round.
Kaynak: haber.stargazete.comHatta ligin güçlü takımı Beşiktaş'ı da yenmek zorundayız.
Even the league's strongest team we have to beat Beşiktaş.
Kaynak: hurriyet.com.trKuark lar ve gluon lar arasındaki etkileşim güçlü etkileşim olarak adlandırılır ve bu etkileşim Kuantum renkdevinimi kuramı (QCD) ile
Kaynak: Güçlü etkileşim
Kaynak: Güçlü etkileşim
Güçlü, Diyarbakır ilinin Lice ilçesine bağlı bir köy dür. Tarihçe. güçlü köyünün yakınındaki aynı isimle bilinen dakyanus dağında ve
Kaynak: Güçlü, Lice
Kaynak: Güçlü, Lice
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
