elleme ne demek?
- 4 sözlük, 9 sonuç.BSTS / Ayaktopu Terimleri Sözlüğü
elleme anlamı İng. hands Alm. Hand
Topa isteyerek ya da istemeyerek elle dokunma. (Kalecinin dışında bir oyuncunun topu elle tutması ya da topa elle dokunması ayaktopu kurallarınca yasaklanmış bir davranıştır ve ödek gerektirir.)
Topa isteyerek ya da istemeyerek elle dokunma. (Kalecinin dışında bir oyuncunun topu elle tutması ya da topa elle dokunması ayaktopu kurallarınca yasaklanmış bir davranıştır ve ödek gerektirir.)
Güncel Türkçe Sözlük
elleme anlamı
is. 1. Ellemek işi: "Kuş yuvasındaki yumurtayı ellemeye gelmez." -N. Cumalı. 2. sf. hlk. Elle seçilmiş, iyi: Elleme kömür.
is. 1. Ellemek işi: "Kuş yuvasındaki yumurtayı ellemeye gelmez." -N. Cumalı. 2. sf. hlk. Elle seçilmiş, iyi: Elleme kömür.
Türkçe - İngilizce
elleme anlamı
ünlem
1) hands off!
2) don't touch!
ünlem
1) hands off!
2) don't touch!
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
elleme anlamı
1. Atın, ön ayaklarını birbirine çarparak gitmesi. 2. Atın dört nala gitmesi.
1. Atın, ön ayaklarını birbirine çarparak gitmesi. 2. Atın dört nala gitmesi.
elleme anlamı
1. Taze incir. 2. Kuru incirin ikinci kalitesi. 3. Kestane.
1. Taze incir. 2. Kuru incirin ikinci kalitesi. 3. Kestane.
elleme anlamı
İki yüzlülük eden (kimse).
İki yüzlülük eden (kimse).
*Akyazı -Kocaeli
elleme anlamı
Tek elle atılabilen büyük taş.
Tek elle atılabilen büyük taş.
*Gürün, *Zara -Sivas
elleme anlamı
Seçilmiş, iyi: Elleme kömür.
Seçilmiş, iyi: Elleme kömür.
-Balıkesir
*Kandıra -Kocaeli
-Gaziantep
-Adana
elleme anlamı
1. Dutun en son şırası. 2. Dutun üçüncü sıkımından elde edilen şıra: Bu seferki elleme ile pestil serelim. 3. İncir.
1. Dutun en son şırası. 2. Dutun üçüncü sıkımından elde edilen şıra: Bu seferki elleme ile pestil serelim. 3. İncir.
elleme eş anlamlısı
iyi
sf. 1. İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı: "Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." -F. R. Atay. 2. Bol, yararlı, kazançlı: İyi yağmur yağdı. 3. Çok: İyi para kazandı. 4. Uğurlu, hayırlı, iyilik getiren: İyi haber. 5. Esen, sağlıklı: "İyi ve sıhhatli olduğumu bildirebilirsiniz." -N. F. Kısakürek. 6. Yerinde, uygun: İyi bir cevap. 7. Doğru olan: İyisi bu işe karışmamaktır. 8. Yeterli, yetecek miktarda olan: Bu yün, hırka için iyidir. "Annemin simasını şimdi iyi hatırlayamıyorum." -Y. K. Beyatlı. 9. is. Öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan orta ile pekiyi arasındaki not. 10. zf. İstenilen, beğenilen, yerinde, yararlı, uygun bir biçimde: İyi konuştu. "Bunun çocukları iyi çıktıkları için ölünceye kadar babalarına bakmışlar." -M. Ş. Esendal.
sf. 1. İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı: "Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." -F. R. Atay. 2. Bol, yararlı, kazançlı: İyi yağmur yağdı. 3. Çok: İyi para kazandı. 4. Uğurlu, hayırlı, iyilik getiren: İyi haber. 5. Esen, sağlıklı: "İyi ve sıhhatli olduğumu bildirebilirsiniz." -N. F. Kısakürek. 6. Yerinde, uygun: İyi bir cevap. 7. Doğru olan: İyisi bu işe karışmamaktır. 8. Yeterli, yetecek miktarda olan: Bu yün, hırka için iyidir. "Annemin simasını şimdi iyi hatırlayamıyorum." -Y. K. Beyatlı. 9. is. Öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan orta ile pekiyi arasındaki not. 10. zf. İstenilen, beğenilen, yerinde, yararlı, uygun bir biçimde: İyi konuştu. "Bunun çocukları iyi çıktıkları için ölünceye kadar babalarına bakmışlar." -M. Ş. Esendal.
"elleme" için örnek kullanımlar
Sonunda iri, beyaz, lekesiz ve yarasiz olanlara “süzme”, ayni nitelikte olduklari halde biraz küçük olanlara “elleme”, renkçe esmer, yarik
Kaynak: Aydın (il)
Kaynak: Aydın (il)
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
