Bütün medya ve sosyal hayat zaten bir
empoze ve dayatmadan ibaret değil mi?
Already imposed on all media, and social life, and not just imposing?
Kaynak: haber.rotahaber.comBu konuda hep dışarıdan
empoze edilen engellerden konuşuyoruz.
Speak about it all the obstacles imposed from the outside.
Kaynak: ekonomi.milliyet.com.trGerçekten bu dizileri halk mı istiyor, yoksa
empoze mi ediliyor?
Do people really want this series, or are being imposed?
Kaynak: internethaber.comHalkın tercihinin ötesinde kimse tercih yapamaz, kimse bir şey
empoze edemez.
Beyond the preference of the people can not choose one, no one can not impose anything.
Kaynak: sabah.com.trOEM kelimesinin anlamı kullanıcılara öyle
empoze edilmiştir ki, büyük bir kesim OEM deyince aklına hemen markasız ve kalitesiz ürün gelir.
Kaynak: Orijinal ürün üreticisibunun planlanarak düzenlenmiş bir Yahudi komplosu olduğunu öne sürerek Alman ırkının öcünü alması gerektiğini konuşmalarında halka
empoze etti.
Kaynak: Kristal Gecetepki olarak doğdu denebilir. Konservatzmin ve gelenekçiliğin dünyaya
empoze edilmeye çalışıldığı, çok başarılı, mutlu, ve rahatsız edici
Kaynak: Gothbolluk rahatlıktır tarzındaki bir anlayışla müştere
empoze edilen daha çok spor tarzı giyim ürünlerinde uygulanan bir beden ölçü sistemidir.
Kaynak: Giyim bedenleriDevlet asla insanların yaşayış biçimine müdahale edemez, insanları zorla devletin kabul ettiği bir dili, dini veya kuralı
empoze edemez.
Kaynak: Kültürel liberalizmÇok kişi zanneder ki yazar bir şeyler yazarken, birtakım düşüncelerini
empoze etmek istiyor. Belki bunu isteyen yazar da olabilir.
Kaynak: Erendiz AtasüVizigotlar tarafından Ravenna 'da, etkisiz bir imparator olan Honorius 'a kendi şartlarını
empoze edebilmek için iki defa imparator ilan edilmiştir.
Kaynak: Priscus AttalusIT altyapısına yapılacak olan değişiklikler problemlere cevap vermekte veya haricen
empoze edilmiş gereksinimlerin belirgin bir şekilde
Kaynak: Değişiklik Yönetimini kendi hükümetine
empoze ederken de sürdürmüş, bu girişim Yunanistan 'da ikinci bir Dankörk olayının yaşanmasından kıl payı kurtulmuştu.
Kaynak: Quebec Konferansı (1943)Düşük seviyedeki yetkililer dahi maaş vermeden ağır işler
empoze edebiliyordu. Yahudilere özel kıyafet zorunluluğu getirildi: yakasız mavi
Kaynak: Tunus'taki Yahudilerin tarihiAraplar ya değişecekler ya da değişim dışarıdan
empoze edilecek.” Hatta Seyfülislam Kaddafi, daha kapsamlı sohbetlerinde Libya
Kaynak: Seyfülislam KaddafiTürkünün tekrar kısımları ya da vurucu noktası duygunun tam
empoze edildiği bölümlerdir. Gerçekte türküler, sözlü halk edebiyatı nın temel
Kaynak: Balıkesir Türküleriinsanileştirilecek dünyayı birlikte ele aldıkları bir süreçtir, ve bu nedenle birilerinin kendi fikirlerini diğerlerine
empoze ettiği bir eylem olamaz.
Kaynak: Ezilenlerin Pedagojisiİkincisi, negatif özgürlük dahilindeki kısıtlama, doğal ya da kapasite yetersizliği gibi sebeplerle değil, kişi veya kişilerce
empozeKaynak: Negatif özgürlükBirleşmiş Milletler Milenyum Zirvesinde "bir bireye veya topluma, inanç ve ilkelerine yabancı olan hakları
empoze etmek saçmadır" diyerek
Kaynak: Suudi Arabistan'da insan haklarıKarşılarındakileri bilgisizlikle nitelendirerek, her söylediğini rahatlıkla
empoze etmeye çalışırlar. Din , tasavvuf , mistisizm ve
Kaynak: ObsedörUzmanlar bu bakımdan, Sovyet ideolojisinin
empoze ettiği basmakalıp zevkin geride kaldığı günümüzde, hem Tatar dilinde hem diğer Türk
Kaynak: DerdmendAncak, uygulamada,simetrinin bir bileşimi, sınır koşulları ve/veya diğer harici olarak
empoze edilen kriterler benzersiz bir Green
Kaynak: Green fonksiyonları