Başkalarının moralini bozmak, ya da kendi kavramlarımızı onlara
empoze etmek istemiyoruz.
Demoralize others, or do not want to impose their own concepts.
Kaynak: euractiv.com.trYüce vatana ve atana olan sevgimi genç arkadaşlara
empoze etmek ve vatanın ne büyük acı ve ızdıraplarla alındığını vurgulamak istedim.
Supreme throw my love for the homeland and to impose young friends and the country wanted to highlight what great pain and ızdıraplarla taken.
Kaynak: aliagaekspres.com.trBu çarpık inançlarını diğer insanlara da
empoze etmek için yıllardır içeride ve dışarıda çok ciddi bir propaganda çalışması yürütmektedirler.
This distorted to impose their beliefs on other people, at home and abroad over the years to carry out propaganda work very seriously.
Kaynak: sonyorumhaber.comBelki de Türkiye'yi İslami mihverden uzaklaştırmak ve Batı Dünyasına
empoze etmek için küfür sistemleri kendi aralarında danışıklı bir dövüş yapmışlardı.
Perhaps the Giant swing away from Turkey and the Western world to impose Islamic blasphemy systems had made a fighting collusion with each other.
Kaynak: timeturk.com