Ona Cami'yi
dayatmak varken, Alevinin eşitliğinin neden lafı edilsin?
While I impose Mosque, Flame equality and customized word why?
Kaynak: evrensel.netPKK'nın silahını Türkiye'ye çözüm adı altında
dayatmak istiyorsun.
Solution to the PKK in Turkey under the name of weapon you want to impose.
Kaynak: gercekgundem.comBu yüzden artık okullarda tek tip bir eğitim
dayatmak imkânsız.
So now impossible for schools to impose a uniform education.
Kaynak: yeniasya.com.trAslında bu kendi kafalarındaki modeli bize
dayatmak için hazırlanan bir tezgahtır.
In fact, this is a bench prepared to impose us to model your own heads.
Kaynak: gundemkibris.comÇin Halk Gönüllü Ordusu, son bir taarruzla cephedeki dengeyi lehine değiştirmek ve ateşkes görüşmelerinde iradesini karşı tarafa
dayatmakKaynak: Vegas Çatışmasıbelirlenen bir ekonominin dışındaki çıkarları kısıtlamak, demokratik bile olsa tek tip ideolojik kuralları
dayatmak gibi başka özellikler de taşır.
Kaynak: TotalitarizmEmpoze etmek:
dayatmak. Endeks: dizin,gösterge. Endeksleme,endekslenme : ayarlama,ayarlanma. Endeksli: ayarlı,bağlı. Endirekt (atış) : çift vuruş
Kaynak: Türk diline geçmiş yabancı sözcüklerBenim vatandaşlarımın belirli bir kısmına belirli zorunluluklar
dayatmak bizim kanunlarımıza aykırıdır” diyerek Naziler'e direnen Behiç
Kaynak: Behiç Erkin