Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

etken ne demek?

 - 10 sözlük, 10 sonuç.

BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü

etken anlamı İng. factor Osm. âmil Alm. Faktor Fr.facteur
Etki yapıcı, belirleyici gücü olan.

BSTS / Fizik Terimleri Sözlüğü

etken anlamı İng. factor Osm. faktör Alm. Faktor Fr. facteur
Bir olayın oluşumunu etkileyen değişkenlerden her biri.

BSTS / İç Hastalıkları Terimleri Sözlüğü

etken anlamı İng. factor
1. Bir sonucun ortaya çıkmasına yol açanların her biri. 2. Birden fazla sayıda aracın bir araya gelerek bir ürünün oluşmasını sağlaması, etmen.

BSTS / İstatistik Terimleri Sözlüğü

etken anlamı İng. factor Osm. faktör Alm. Faktor
1) Değişimin olası nedeni olarak bir deneyde incelenen nicelik. 2) Çok-değişkenli çözümlemede, gözlenmiş olasılıksal değişkenlerin bir işlevi, ay. bakınız» etken yükü.

BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü

etken anlamı
âmil.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

etken anlamı Osm. müessir Fr. agent
(kimya)

BSTS / Uygulayım Terimleri Sözlüğü

etken anlamı İng. factor Osm. faktör Fr. facteur
genel uygulayım: Uygulayımsal bir işlemin sonuçlanmasına katkıda bulunan öğelerden her biri.

BSTS / Yöntembilim Terimleri Sözlüğü

etken anlamı İng. factor Osm. amil
Karmaşık bir yapı içinde örgütlenmiş olan oluşumların temel bileşenleri sayılan ve çeşitli ölçerlerle elde edilen ölçümlerin aralarında bağıntılı olmasını sağladığı tasarlanan ana öğelerden her biri. bakınız» etken çözümlemesi.

Güncel Türkçe Sözlük

etken anlamı
is. 1. Etki eden şey, faktör: "Yazınımızın gelenek değiştirmesine bağlı olarak değişik etkenleri var bu durumun." -N. Cumalı. 2. kim. Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan şey, müessir. 3. db. Doğrudan doğruya öznenin yaptığı işi anlatan, öznesi belli olan fiil, etken fiil, aktif, aktif fiil, malum, edilgen karşıtı: Kırmak, bilmek etken fiillerdir.

Türkçe - İngilizce

etken anlamı
isim
1) factor
2) agent
3) determinant
4) ingredient
sıfat
1) active
2) effective
3) dominant

etken eş anlamlısı

faktör
is. 1. Etmen: "Bütün hastalıklarda böyle ruh faktörleri bulunabilir." -P. Safa. 2. Etken.
müessir
sf. esk. 1. Dokunaklı. 2. Etkili, sonuçlu: "Cümlelerin altında hafif müessir bir eda vardı." -R. E. Ünaydın. 3. is. kim. Etken.

etken zıt anlamlısı

edilgen
sf. 1. Yapılan işten etkilenen, pasif, etken karşıtı. 2. is. db. Edilgen fiil.

"etken" için örnek kullanımlar

Bunda da sürükleyici etken tabii ki başkanların performansı olacak.
In this, the driving factor is, of course, the presidents performance.
Kaynak: kentgazetesi.com
Fatma'nın hiçbir şeyin üzerinde fazla durmaması da önemli bir etken.
On nothing more than an important factor is the continuance of her paintings.
Kaynak: blog.milliyet.com.tr
Tek etken dip akıntılarıdır ki, onlarda bilinir ve nispeten yavaştır.
One factor that bottom currents, they are known and relatively slow.
Kaynak: blog.milliyet.com.tr
Bu da bu faaliyetlerin soruşturulmasını güçleştiren bir etken.
This is a factor that complicates the investigation of these activities.
Kaynak: amerikaninsesi.com
Tifüs, Riketsiya bakteri lerinin etken olduğu bulaşıcı hastalıktır. Neden olan etken bakteriler hücre içinde yaşama özelliği
Kaynak: Tifüs
olup, özellikle evren de yaşamın ortaya çıkmasını ve evrimini sağlayan jeokimya sal ve biyokimya sal etken ve süreçleri konu alır; bir
Kaynak: Astrobiyoloji
Parasetamol (asetaminofen), ağrı kesici ve ateş düşürücü etkiye sahip bir ilaç etken maddesidir. Parasetamol ağızdan alındığında
Kaynak: Parasetamol
Asıl etken maddesi mirtazapin olup 30 mg tablet olarak piyasadadır. Solusyon formu da mevcuttur. Mirtazapin etken maddeli bir diğer ürün
Kaynak: Mirtazapin
Diazepam Diapam, Diazem gibi ticari isimlerle pazarlanan benzodiazepin türevi bir ilaç etken maddesidir.Anksiyolitik , antikonvülsan ,
Kaynak: Diazepam
Fenobarbital, Luminal olarak da adlandırılan bir barbitürat tır. Barbitürik asit türevi bir hipnotik ilaç etken maddesidir.
Kaynak: Fenobarbital
Köşe yansıtıcılar, özellikle, çok küçük etken yansıtma yüzeyine sahip nesnelerden kuvvetli bir radar yansıması elde etmek için kullanılır
Kaynak: Köşe yansıtıcılar
Kristal taşı 'Swarovski' olarak tanımamızda ki en büyük etken olan bu markanın en önemli özelliği, küçük kristalleri mükemmel bir şekilde
Kaynak: Swarovski
Lejyoner hastalığı, Legionella pneumophila adlı bakteri nin etken olduğu hastalık. Akciğer lere yerleşip zatürre ye yol açar.
Kaynak: Lejyoner hastalığı
Ayrıca çocuğun dünyaya gelmesine etken olan kişi anlamına da gelmektedir (Biyolojik baba). Ayrıca şu anlamlara da gelebilir:
Kaynak: Baba (anlam ayrımı)
Genellikle çocuk yaşta görülen, A Grubu Beta hemolitik Streptokok ların etken olduğu farenjit tablosundan 7-10 gün sonra ortaya çıkan,
Kaynak: Akut Romatizmal Ateş
Üst-belirlenme, gözlemlenen tek bir etkinin birçok etken, ki bunlardan bir tanesi dahi bu etkinin sağlanmasında yeterli olabilecekken,
Kaynak: Üst-belirlenme
Metot etüdü, daha kolay ve daha etken yöntemlerin geliştirilmesi, uygulanması ve maliyetlerin düşürülmesi amacıyla, bir işin yapılışındaki
Kaynak: Metot Etüdü
Tropheryma whipplei ya da Tropheryma whippelii Whipple hastalığı 'na neden olan etken bakteridir Kültürde üretilmesi zordur ve uzun sürer.
Kaynak: Tropheryma whipplei
Pareto ilkesi (80-20 kuralı, önemli azın yasası ve etken seyrekliliği ilkesi olarak da bilinir) der ki, çoğu olay için, etkilerin kabaca %
Kaynak: Pareto İlkesi
Suyun etken olduğu jeotermal rezervuarlardan çok yüksek miktarlarda sıcak su üretimi yapılır. Üretilen sıcak suyun bir kısmı sıcak su
Kaynak: Reenjeksiyon

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.