demek (nsz) 1. Söylemek, söz söylemek:
"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." -B. Felek. 2.
(-e) Ad vermek:
Muşmulaya döngel de derler. 3. Bir dilde karşılığı olmak:
Kamer "ay" demektir. 4. Herhangi bir ses çıkarmak:
Küt dedi, düştü. 5.
(-e) Herhangi bir kanıya, yargıya varmak:
Bu işe herkes ne der? 6. Düşünmek. 7. Oranlamak:
Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. 8. Ummak:
Bundan sonra gelir mi dersin? 9. Erişmek:
Saat yedi dedi mi uyanırım. 10. Bir işe kalkışmak, yeltenmek:
Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. 11. Saymak, kabul etmek:
"Yarım milyon dediğin nedir?" -M. Ş. Esendal.