fasılasız anlamı sf. 1. Kesintisiz. 2. zf. Durmadan, ara vermeden, biteviye: "Biraz durursa yere yıkılacağını sanarak fasılasız yürüyordu." -P. Safa.
Türkçe - İngilizce
fasılasız anlamı sıfat 1) ceaseless
fasılasız eş anlamlısı
biteviye zf. Tekdüze: "Bunun intikamını şimdi, tek gözüyle biteviye kuş peşinde dolaşarak çıkarıyordu." -R. H. Karay.
durmadan zf. (du'rmadan) Ara vermeden, kesintisiz, sürekli: "İnce ürkek bir sesle durmadan inliyordu." -L. Tekin.
kesintisiz sf. 1. Aralıksız: "Kesintisiz kahkahalarla gülmekte, sevinçten oynamaktadır." -T. Oflazoğlu. 2. Hiçbir vergi kesilmeden verilen (para).
"fasılasız" için örnek kullanımlar
kendisinden sonra tahta geçen oğlu Yavuz Sultan Selim 'in fasılasız seferlerle meşgul olmasına neden oldu. Tımar teşkilatında değişiklik yapıldı. Kaynak:II. Bayezid