Fakat yürekleri tertemiz, gönülleri geniş ve
fedakâr idiler.
But their hearts are immaculate, the hearts were large and devoted.
Kaynak: turkiyegazetesi.com.trAncak
fedakâr doktor, Bursa'ya gitmekten vazgeçerek, Şemdinli'deki görev süresini uzattı.
However, self-sacrificing doctor, giving up to go to Bursa, Semdinli extends mandate.
Kaynak: sabah.com.trProgramda yılın kadını ödülüne layık görülen
fedakâr anne Gülsüm Kabadayı adına, St.
Rowdy woman of the year award in the program on behalf of the self-sacrificing mother Kulthum, St.
Kaynak: timeturk.comAnnem çok merhametli,
fedakâr biriydi.
My mother was very compassionate, self-sacrificing one.
Kaynak: aktuelpsikoloji.comToplumun bir uzvu olan kişi, sahip olduğu cemiyetin müşterek veya ortak değerleri çerçevesinde hür ve değerlere bağlı kalarak
fedakâr olur
Kaynak: Hürriyet (felsefe)edilen yerleşim yerlerindeki halk madende nüfusça çoğunluğu oluşturan
fedakâr ve emektar işçileri olarak bu günlere kadar geleneği babadan
Kaynak: Duhancılar, GökçebeyKendisini insanlığa adamış, masum insanlar için canını seve seve verebilecek
fedakâr bir doktor. Gerçek adı Baran olup kan davası sebebi
Kaynak: Tek TürkiyeÖlümler : Ayşe Sıdıka Avar ,
fedakâr Türk öğretmen. (d. 1901 ) 10 Eylül - Agostinho Neto , Angola'lı yazar, bağımsızlık önderi, ilk Devlet
Kaynak: 1979Efeler fenalıktan kaçınan, iyiliği ve yardımı seven, kahraman, gözüpek, men ve
fedakâr insanlardır. Bu karakterleriyle çevrelerinde
Kaynak: SeymenHagop tutkulu,
fedakâr, hassas bir âşık kimliği ile, bir yandan Divan edebiyatı ve Halk edebiyatı 'nın, örneğin Kerem ile Aslı
Kaynak: Vartan PaşaElektrik hatları ağaçlıklardan geçtiği için zaman zaman elektrik kesintileri oluyorsa da arızalar köyümüzün
fedakâr insanları çabaları ile
Kaynak: Latifli, ÇayeliEvliliği : Eşi
fedakâr bir kadındır. Kocasına hem fikir arkadaşlığı yapar, hem de çalışarak ev masraflarına katkıda bulunur. Polonya'nın ünlü
Kaynak: Adam Mickiewiczyapabilmek,
fedakâr olabilmektir. Marifet Kapısı ise kişinin bütün dünyevi kaygıları aşıp Tanrı ile arasındaki sırra nail olması demektir.
Kaynak: Alevilik