fena ne demek?
- 3 sözlük, 4 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
fena anlamı
(I) sf. (fena:) 1. İyi nitelikte olmayan, kötü: "Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir." -B. Felek. 2. Üzücü: "Bu savaş yılları o kadar fena ve ağır felaketler öğretmişti ki..." -H. E. Adıvar. 3. İstenilen ve gereken nitelikte olmayan (kimse): Fena bir öğrenci. 4. Hoşa gitmeyen, rahatsız edici: "Fena günler yaşadığına inanmak için bin şahit lazım." -R. H. Karay. 5. Davranışları toplumun ahlak anlayışına uymayan: "Siz fena adamsınız, odanıza geldiğime bin kere pişman oldum." -P. Safa. 6. zf. Çok: "Tenis oynarken bileğim burkuldu, berbat, fena acıyor." -P. Safa.
(I) sf. (fena:) 1. İyi nitelikte olmayan, kötü: "Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir." -B. Felek. 2. Üzücü: "Bu savaş yılları o kadar fena ve ağır felaketler öğretmişti ki..." -H. E. Adıvar. 3. İstenilen ve gereken nitelikte olmayan (kimse): Fena bir öğrenci. 4. Hoşa gitmeyen, rahatsız edici: "Fena günler yaşadığına inanmak için bin şahit lazım." -R. H. Karay. 5. Davranışları toplumun ahlak anlayışına uymayan: "Siz fena adamsınız, odanıza geldiğime bin kere pişman oldum." -P. Safa. 6. zf. Çok: "Tenis oynarken bileğim burkuldu, berbat, fena acıyor." -P. Safa.
fena anlamı
(II) is. (fena:) esk. Ölümlülük.
(II) is. (fena:) esk. Ölümlülük.
Türkçe - İngilizce
fena anlamı
sıfat
1) bad
2) wicked
3) evil
4) ill
5) vicious
6) poor
7) foul
8) unholy
9) sinful
10) sinister
11) malicious
zarf
1) badly
2) ill
3) poorly
4) angrily
sıfat
1) bad
2) wicked
3) evil
4) ill
5) vicious
6) poor
7) foul
8) unholy
9) sinful
10) sinister
11) malicious
zarf
1) badly
2) ill
3) poorly
4) angrily
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
fenâ anlamı
Fena, kötü
Fena, kötü
Diyarbakır
fena eş anlamlısı
çok
sf. 1. Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı: "Bana matematik çok kolay geldi." -F. R. Atay. 2. zf. Aşırı bir biçimde: "Biz çocuklar evimizi çok beğendik." -A. Kutlu.
sf. 1. Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı: "Bana matematik çok kolay geldi." -F. R. Atay. 2. zf. Aşırı bir biçimde: "Biz çocuklar evimizi çok beğendik." -A. Kutlu.
kötü
sf. 1. İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı: "Hamakat, dalalet ve kötü niyetin bu kadarına söylenebilecek bir şey yoktur." -N. F. Kısakürek. 2. Zararlı, tehlikeli: Kötü adam. 3. Korku, endişe veren: "Yabancının bu kötü kastına yalnız azmimizle karşı koyduk." -R. E. Ünaydın. 4. Kaba ve kırıcı: "Kızına söylemedik kötü lakırtı bırakmamış." -M. Ş. Esendal. 5. Kişi veya toplum üzerinde olumsuz etkileri olan. 6. zf. Aşırı, çok: Kız, oğlana kötü tutuldu.
sf. 1. İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı: "Hamakat, dalalet ve kötü niyetin bu kadarına söylenebilecek bir şey yoktur." -N. F. Kısakürek. 2. Zararlı, tehlikeli: Kötü adam. 3. Korku, endişe veren: "Yabancının bu kötü kastına yalnız azmimizle karşı koyduk." -R. E. Ünaydın. 4. Kaba ve kırıcı: "Kızına söylemedik kötü lakırtı bırakmamış." -M. Ş. Esendal. 5. Kişi veya toplum üzerinde olumsuz etkileri olan. 6. zf. Aşırı, çok: Kız, oğlana kötü tutuldu.
üzücü
sf. Üzüntü veren, acıklı: Üzücü bir durum.
sf. Üzüntü veren, acıklı: Üzücü bir durum.
"fena" için örnek kullanımlar
Üniversitelileri kıskandıran 'Çoban' fena şaşırttı!
University from envy 'Shepherd' bad surprise!
Kaynak: haber7.comİngiliz şirket koskoca orduları fena kandırdı.7053.
Whole armies of the British company kandırdı.7053 bad.
Kaynak: haberaktuel.comG.Saray'da yengeler Twitter'da çok fena kapıştı!..
G. House 'too bad the sister-in-law clash on Twitter! ..
Kaynak: superpoligon.comRejinin hatası CNN Türk spikerini fena kızdırdı!
CNN Turk regime lead anchor failure angered bad!
Kaynak: haber7.comAdudüddevle veya Fena Hüsrev (tam olarak: Azud'üd-Devle fena Husrev-ibn-i Buveyh'id-Deylemi) Büveyhoğulları hükumdarı. Hanedanın isim
Kaynak: Fena Hüsrev
Kaynak: Fena Hüsrev
Kem; kötü, fena ve eksik anlamlarına gelen Farsça kökenli bir sözcüktür Kem sözcüğü ile şunlardan biri kastedilmiş olabilir:
Kaynak: Kem
Kaynak: Kem
Köyün adı rumlar tarafından yaşanan köyde bulunan rum aileler den biri sayılan ve köyü yöneten fena reis adlı rum tarafından yönetilirken
Kaynak: Yenikızılcakese, Ünye
Kaynak: Yenikızılcakese, Ünye
Taş dağılmış,Kadirin kafasını fena kanatmıştı. Kadir kuveytin üzerine fırladı bir uçan tekmeyle onu yere yıktı. O sırada Sukan arkasında
Kaynak: Yerlilerle kavga
Kaynak: Yerlilerle kavga
Diğer İngiliz eski sahil tatil şehirleri gibi mevsimin kısalığı, yaz mevsiminde bile hava şartlarının fena olabilmesi, gelgit dolayısıyla
Kaynak: Blackpool
Kaynak: Blackpool
olup açık ara şampiyon olmuştur.Michael Schumacher ise hiç fena bir sezon geçirmeyip 6 yarışta 1. gelmiştir 3. ise sadece San Marinoda
Kaynak: 1998 Formula 1 sezonu
Kaynak: 1998 Formula 1 sezonu
Başbakanlıktan istifa etmek zorunda kaldığı gün göstericiler tarafından fena biçimde darp edildi. Torunu Shinzō Abe 2006 yılında Japonya
Kaynak: Nobusuke Kishi
Kaynak: Nobusuke Kishi
French'e fena hâlde aşık olmuştur. Ama çok geçmeden yeni öğretmen kötü yüzünü gösterir. Ms. French, erkek kurbanlar arayıp öldüren, ve
Kaynak: Teacher's Pet
Kaynak: Teacher's Pet
Buffy Glory'yle karşılaşır ve fena bir yenilgiye uğrar. Bu arada, kız kardeşi Dawn'un aslında anahtar olduğunu ve ona korunması için
Kaynak: No Place Like Home
Kaynak: No Place Like Home
Vasat yerine fena değil. Ayrıca bakınız : Siyaseten doğruluk Kategori:Edebiyat terimleri Kategori:Söz sanatları.
Kaynak: Hüsnütabir
Kaynak: Hüsnütabir
Franny ailesinin Manhattan 'daki evinde ruhani ve varoluşsal bir sinir krizi geçirmekte ve annesi Bessie'yi fena halde endişelendirmekdir
Kaynak: Franny ve Zooey
Kaynak: Franny ve Zooey
Süreyya: Dostum fena darbe yemişsin.- Türkan: Merak ettim bu acı aşk hakkında anlatacağınız şeyler vardır öyleyse size acı çektiren bu
Kaynak: Devlerin Aşkı (film, 1976)
Kaynak: Devlerin Aşkı (film, 1976)
Oyun tarzı olarak potaya gidip turnikelerle sayı bulmayı seven bi oyuncudur 3 sayı çizgisindende fena bi yüzdesi yoktur. Kariyeri
Kaynak: Ricky Hickman
Kaynak: Ricky Hickman
Öncelikle hastalığın sebebinin kötü kokulu hava olduğu düşünüldü. 1858 yılının sıcak yaz aylarında "Londra'dan yükselen fena kokular"
Kaynak: Joseph Bazalgette
Kaynak: Joseph Bazalgette
Sonuçta 11 sanığın halka fena muamele yaptıkları sabit görüldü ve suçlular 2 ay 15 gün ile 5 ay 25 gün arasında çeşitli hapis ve 2 ay 15
Kaynak: Senirkent Olayı
Kaynak: Senirkent Olayı
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
