Kendine bir çember alan çizmiş 'onun dışına çıkmam' diyor.
Gamsız bir yapıya sahip.
Drew a circle with its own 'get out of her' he says. Easygoing with a structure.
Kaynak: hurriyet.com.trDaha önce de size yazmıştım;
gamsız olmak, bu hayattan daha çok keyif almak için önemliymiş.
I wrote to you earlier, to be light-hearted, it was important to enjoy life more.
Kaynak: yemek-tarifi.bugun.com.trAdına edilmiş küfürleri portakal sıkacağından geçirip suyundan
gamsız heykeller dikmektir prensipli serserilik.
On behalf of the sculptures are light-hearted curses orange juice juicer spend hooliganism dikmektir principle.
Kaynak: haber7.comBirincisi medyanın Roman vatandaşlarımızı dans edip eylenen,
gamsız insanlar imajının dışına çıkmasını istememesi.
First, the media eylenen Roman citizens and dance, happy-go-lucky people who did not want to depart from the image.
Kaynak: haber7.comFilm Hollywood 'u
gamsız bir şekilde tasvir eder, üç oyuncunun üstünden Hollywood'un sessiz film 'den sesli filme geçişininin hikayesini
Kaynak: Singin' in the RainHerkese saz olan
gamsız guguk kuşu ile oynaşıp, gülüşüp, eğlenirlerdi. Ak, Altay Türkçe 'sinde cennet demekti. Şaman davullarına
Kaynak: Ak Kızlarkültürüne hiç de yakışmadığını ve bu kültürün yozlaşmasında onun da bir payı olduğunu düşünerek bu
gamsız kadını doğru yola getirmeye çalışır.
Kaynak: Pazar Günü AslaRoslyn bu
gamsız insanların kaybolmakta olan hayatlarına taze bir soluk getirir. Üç adamın da hayatı kökten değişmiştir. Roslyn, Gay ve
Kaynak: The Misfits (roman, 1961)