gariban ne demek?
- 1 sözlük, 1 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
gariban anlamı
sf. tkz. Kimsesiz, zavallı, garip.
sf. tkz. Kimsesiz, zavallı, garip.
gariban eş anlamlısı
garip
sf. 1. Kimsesiz, zavallı. 2. Yabancı, gurbette yaşayan, elgin. 3. Acayip: "Yağmur, ortalığa garip bir kış serinliği getirmişti." -A. İlhan. 4. ünl. Şaşılacak bir şey karşısında söylenen söz: "Demek Bekir böyle utangaç bir çocukmuş. Garip!" -A. İlhan. 5. mec. Dokunaklı, hüzün veren: "Bir yabancı için dünyanın neresinde olursa olsun büyükşehir böyle garip bir yalnızlık duygusu veriyor." -H. E. Adıvar.
sf. 1. Kimsesiz, zavallı. 2. Yabancı, gurbette yaşayan, elgin. 3. Acayip: "Yağmur, ortalığa garip bir kış serinliği getirmişti." -A. İlhan. 4. ünl. Şaşılacak bir şey karşısında söylenen söz: "Demek Bekir böyle utangaç bir çocukmuş. Garip!" -A. İlhan. 5. mec. Dokunaklı, hüzün veren: "Bir yabancı için dünyanın neresinde olursa olsun büyükşehir böyle garip bir yalnızlık duygusu veriyor." -H. E. Adıvar.
kimsesiz
sf. 1. Annesi babası, yakını, koruyucusu olmayan (kimse), sahipsiz: "Ocağın kimsesiz çocukları okuttuğunu da biliyordum." -F. R. Atay. 2. Boş, ıssız, içinde kimse bulunmayan: "Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında / Yürüyorum arkama bakmadan yürüyorum." -N. F. Kısakürek. 3. zf. Kimsesi olmadan.
sf. 1. Annesi babası, yakını, koruyucusu olmayan (kimse), sahipsiz: "Ocağın kimsesiz çocukları okuttuğunu da biliyordum." -F. R. Atay. 2. Boş, ıssız, içinde kimse bulunmayan: "Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında / Yürüyorum arkama bakmadan yürüyorum." -N. F. Kısakürek. 3. zf. Kimsesi olmadan.
zavallı
sf. (za'vallı) 1. Acınacak kadar kötü durumda bulunan: "Zavallı hekim kendisine zorla yutturulan afyonların tesiriyle yığıldığı yerden bir daha kalkamadı." -N. F. Kısakürek. 2. mec. Gücü bir şeye yetmeyen, âciz: "Bunu idrak etmekten o kadar zavallı ve biçareydi ki." -A. H. Tanpınar.
sf. (za'vallı) 1. Acınacak kadar kötü durumda bulunan: "Zavallı hekim kendisine zorla yutturulan afyonların tesiriyle yığıldığı yerden bir daha kalkamadı." -N. F. Kısakürek. 2. mec. Gücü bir şeye yetmeyen, âciz: "Bunu idrak etmekten o kadar zavallı ve biçareydi ki." -A. H. Tanpınar.
"gariban" için örnek kullanımlar
Yıldız, feleğin sillesini yemiş, eğitimli, kültürlü bir gariban.
Stars, feleğin sillesini eaten, educated, cultured wretched.
Kaynak: ozgurkocaeli.com.trSuriyeliler içinde gariban insanlar da var eksisi de oldu artısı da.
There are people in the wretched Syrians drawback was also a plus.
Kaynak: gaziantephaberler.comBana göre gariban eli ayağı tutmayan yaşlı ve savunmasız insanlardır.
To me, wretched doddering old and vulnerable people.
Kaynak: kanalahaber.comBurada gariban insanların oturabilecek olması muhteşem bir olay.
Wretched people to be able to sit here in a spectacular event.
Kaynak: haber3.comElsiz ve ayaksız bir ihtiyar görünümünde olan bu varlık, ırmak kenarında oturup, gariban bir görünüş sergileyerek, oradan geçenlerden, onu
Kaynak: Kayış (mitoloji)
Kaynak: Kayış (mitoloji)
Gariban kesimi arkasına alır ve gariban kesim arasında sevilen sayılan birisi olur. Mustafa bu tokadı sindiremeyerek geceleyin Tatar
Kaynak: Tatar Ramazan (film)
Kaynak: Tatar Ramazan (film)
Şaban Yıldız, saf görünümlü bir gariban köylüdür. Ancak kurnazlık ve ciddiyetsizlik yapmadan duramamaktadır. Şaban, Almanya 'ya iş bulmak
Kaynak: Gurbetçi Şaban
Kaynak: Gurbetçi Şaban
Servet'i öldürünce Eyüp onun hapse girmesini önlemek için, daha önce patronunun kendisine yaptığı teklifi kimsesiz gariban bir gence yapacaktır
Kaynak: Üç Maymun
Kaynak: Üç Maymun
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
