ABD Fener Kilisesi'ni özerk hale
getirme planını Türkiye'ye dayattı.
Turkey's plan to make the United States imposed an autonomous Church of Fener.
Kaynak: blog.milliyet.com.trDerneğimiz burada engelli ailelerini bir araya
getirme arzusu içerisinde.
Our association is here, in the desire to bring together families of the disabled.
Kaynak: manisahabergazetesi.com.trBu da rakiplere bizi daha rahat etkisiz hale
getirme fırsatı veriyor.
This also gives the opportunity to neutralize opponents us more comfortable.
Kaynak: memleket.com.trFirmalarımıza: "ürünü getir ama onu taşıyan kamyonu
getirme" deniyor.
Our companies, "but bring the product to bring the truck carrying him" it said.
Kaynak: spothaber.comİndirgenme (veya redüksiyon, Latince : reductio geri
getirme), bir atom un elektron u almasını sağlayan kimyasal tepkime dir.
Kaynak: İndirgenmeBütünleme, eksik bir şeyi tam hale
getirme demektir. Aşağıdaki anlamlara sahiptir. Bütünleyici parça , hukukta, bir taşınmazın tamamlayıcı
Kaynak: BütünlemeÇatışma, çarpışma ya da müsademe; iki grubun birbiri ile yaralama, öldürme veya etkisiz hâle
getirme amacıyla yaptığı silahlı mücadele.
Kaynak: ÇatışmaÜretim Mühendisliği temel olarak, soyut halde bulunan tasarımı en nitelikli, en hızlı ve en düşük maliyetle somut hale
getirme becerisini
Kaynak: Üretim mühendisliğiİkmal, eksik bir şeyi tam hale
getirme, bütünleme demektir. Aşağıdaki anlamlara sahiptir. İkmal (edebiyat) cümlenin, dizenin anlamını
Kaynak: İkmalDin özgürlüğü, bir bireyin ya da toplumun, kamusal veya özel alanda din ini veya inancını yerine
getirme, uygulama, ibadet etme ve öğretme
Kaynak: Din özgürlüğüBarbitürat, sakinleştirici ve uyku
getirme amacıyla kullanılan ağır bir etki yaratabilen, anestezik amaçlı da kullanılabilen bir ilaçtır.
Kaynak: BarbitüratTranskripsiyon (dilbilim), konuşmayı yazılı hale
getirme işlemidir. Diğer anlamıyla bir el yazısının veya metnin resminin sade metne
Kaynak: TranskripsiyonSıkıştırma biçimleri, dosyaları daha az yer kaplar hale
getirme işine yarayan çeşitli algoritmik işlem türleridir. Kategori:Dosya
Kaynak: Sıkıştırma biçimiDünyalaştırma, bir gezegenin koşullarını dünya ya benzetme, yani insanlar için uygun hâle
getirme anlamındaki ingilizce sözcüktür.
Kaynak: TerraformingEğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak istedik değişme meydana
getirme sürecidir. Genellikle resmi, yani
Kaynak: Eğitimtürdeki yazılı kaynakları, kayıtları kullanarak tanımlama, anlama, yorumlama, bir araya
getirme, iletişim kurma ve hesap yapma yeteneğidir.
Kaynak: Okuryazarlıkyı anlama çabasında kendisine yardımcı olabilecek belki de kendisinden daha zeki, insan ötesi varlıklar meydana
getirme düşünün bir ürünüdür.
Kaynak: Yapay zekâBu anlamda kelâm iman la ilgili sorulara akl î delil ler kullanarak izâh ve ispat
getirme amacıyla geliştirilen teoloji k felsefe nin
Kaynak: KelâmAlegori (Yerine); bir görüntü, bir yaşantı veya bir davranışın daha iyi kavranmasını sağlamak için göz önünde canlandırıp dile
getirmeKaynak: Alegoribunlar kuralları, yargılamalar sonucu belirleyip bağlayıcı hükümler hale
getirme yetkisine (içtihatı birleştirme) de sahiptiler aynı zamanda.
Kaynak: Praetordestekçisi olmuş, Hollywood film endüstrisi ve onun Oscar temelli üretim şemasına alternatif
getirme amacında olan bağımsız film festivalidir.
Kaynak: Sundance Film FestivaliPegasus doğar doğmaz yeryüzünden ayrılmış ve tanrıların diyarına uçmuştur. Zeus 'un yıldırımları
getirme görevini üstlenmiştir. Helicon
Kaynak: Pegasus