Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

gezdirmek ne demek?

 - 2 sözlük, 2 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

gezdirmek anlamı
(-i) 1. Birinin gezmesini sağlamak, dolaştırmak: "Kendisini seven, gezdiren büyük kızlar, ona abla kokusunu vermişlerdi." -O. C. Kaygılı. 2. Tanıtmak amacıyla dolaştırmak: Konuklara Ankara'yı gezdirdi. 3. (-e, nsz) Bir şeyi başka bir şeyin üzerinde dolaştırarak dökmek: Salataya yağ gezdirmek. 4. (-i, -de) Sürterek, değdirerek hareket ettirmek: "Elini iki üç kere ıslak yüzünün üstünde gezdirdi." -Y. K. Karaosmanoğlu. 5. Bir şeyi herkesin alması için dolaştırmak, sunmak. 6. (-i, -le) Herhangi bir biçimde giydirmek: "Beni eski kıyafetle gezdiriyor." -A. H. Tanpınar.

Türkçe - İngilizce

gezdirmek anlamı
fiil
1) show around
2) walk
3) walk about
4) give a ride
5) walk around
6) trot round
7) promenade
8) take walk for a walk

gezdirmek eş anlamlısı

sunmak
(-i, -e) 1. Bir büyüğe veya nezaket gereğince bir kimseye bir şeyi vermek, yollamak, göndermek, takdim etmek: "Bu küçük hadiseyi devlet adamlarımıza bir müşahede olarak sunuyorum." -B. Felek. 2. Tanıtmak, bilgi vermek amacıyla çeşitli yöntemler kullanarak bir konuyu dinleyenlere aktarmak. 3. Radyoda, televizyonda, bir eğlence yerinde programı takdim etmek.

"gezdirmek" için örnek kullanımlar

Daha sonra köpeğimi gezdirmek için çıktığımda Aslı yukarı kattaydı.
Later, when I went to walk my dog up Asli floor.
Kaynak: gundem.milliyet.com.tr
Turistleri gezdirmek amacıyla kullanılan balon düştü, en az 19 kişi hayatını kaybetti.
Tourists used to walk down the balloon, at least 19 people lost their lives.
Kaynak: evrensel.net
Biz de Denizli'de bu sıcak havada dışarı çıkarak hem kendimiz gezmek istedik hem de bebeğimizi gezdirmek istedik.
We also wanted to explore ourselves in Denizli, the hot air outside and wanted to walk around as well as the baby.
Kaynak: haberler.com
Ailesini, çocuklarını gezdirmek isteyenler, kış gününde üşümeyelim, yaz gününde terlemeyelim diye bu mekânlara hücum ediyorlar.
The family, the children of those who want to walk around, not chill winter day, summer day, are flocking to these places so do not sweat it.
Kaynak: blog.milliyet.com.tr
Bununla birlikte belirli bir müzeyi gezdirmek üzere çalışan lokal rehberler de mevcuttur. Rehberlerin görevleri müze leri, anıt ları,
Kaynak: Rehber
iğrenç ve ıstıraplı sahalarından sıyırarak hayalimde yaşattığım güzel ve tatlı alemlerde gezdirmek ve onlara hoş saatler geçirtmek isterim.
Kaynak: Muazzez Tahsin Berkand
Başka bir servis usülü et dilimlerini sıcak tabaklara açıp üzerine sos gezdirmek, hafif bir salatayla sunmaktır. Bearnez ve Dömiglas bu
Kaynak: Robespierre (yemek)
Bu çabalar sırasında motosikletin arkasına bindirip gezdirmek için ikna ettiği Mabel'ı, engebeli bir yerden geçerken bir su birikintisine
Kaynak: Mabel at the Wheel (film, 1914)
mandıra lar sayesinde ise süt ürünleri üretmek için yetiştiren hayvanlar beslenmekte ve turistleri gezdirmek içi atlar bulundurulmaktadır.
Kaynak: La Massana
1628'de Flaman ressam Peter Paul Rubens Madrid'e gelince, Kral Philip bu büyük sanatçıya İspanya 'daki sanat eserlerini gezdirmek görevini
Kaynak: Diego Velázquez
Köyün gelenek , görenek ve yemek leri düğünleri konaklıdır güreşler yapılmaktatır atlarla gelin gezdirmek yemekleri bulgurlu saç ekmekli
Kaynak: Yeşildere, Asarcık
köyümüzün gelenekleri ve görenekleri çoktur örneğin düğünlerde gelini halayla çıkarmak sabah kahvesi gezdirmek. bayramlarda büyüklerimizin
Kaynak: Süleymaniye, Gelibolu
Düğünlerde damat uyandırma, sünnet çocuklarını atla gezdirmek gibi birçok geleneği vardır. Köyde yaşayanların kendilerine özgü
Kaynak: Eriklice, Şarköy

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.