Bunu yaparak Allah'ın rızasını kazanarak cennete
gitme niyetimiz var.
By doing this you intend to go to heaven, have won God's approval.
Kaynak: manisahabergazetesi.com.trTarzım belli, bir doğrusundan dolayı onun yanına
gitme gereği hissettim.
My style is certain, I felt the need to go to him because of a curve over.
Kaynak: habermolasi.comŞimdi bu hizmetin daha ileriye
gitme zamanı olduğunu dile getirdi.
Now it is time to go further expressed his service.
Kaynak: kastamonupostasi.comBence oraya
gitme fırsatını yakaladığınızda bundan faydalanmak gerekir.
If you get the chance to go there I think you need to take advantage of it.
Kaynak: tr.eurosport.comİshal veya diyare (Rumca : διαρροή sızıntı, "akıp
gitme") dışkının sık olarak sulu veya yumuşak çıkması durumudur. İshal kesinlikle bir
Kaynak: İshalAnnan Planı 'nın çıkmasının ve CTP'nin "CTP -Birleşik Güçler" konseptiyle seçimlere
gitme kararını almasının ardından TKP, BKP, KSP ve bir
Kaynak: Barış ve Demokrasi HareketiBorina veya borinaseyri, yelkenli teknenin rüzgar a karşı
gitme halidir. Yelkenli teknelerin tam rüzgara karşı gitmeleri mümkün değildir
Kaynak: BorinaUzay teknolojisi kavramı uzaya
gitme, uzay uçuşları, uzaya insan gönderme ve geri dönüşü gibi kavramları kapsar. Hava tahmini, uydu
Kaynak: Uzay teknolojisiDidaskaleinophobia; okula
gitme korkusu olarak bilinir. 12-13 yaşlarında, daha çok ergenlik yaşlarına yeni girmiş gençlerde görülmesine
Kaynak: DidaskaleinophobiaBir başka deyişle yemek, uyku, işe
gitme, şirket idaresi, okula
gitme, ödev yapma ve ev işleri gibi mecburi faaliyetlerin öncesi veya
Kaynak: Serbest zaman(uğurlu kişi), avuz yedirme, koç katımı, çocuk yürütme, hona
gitme, tene
gitme, sağdıç olma, duvak düğünü, gelinin eşarbını kaçırma, düğün
Kaynak: Kırıntı, Şiran