sabır is. 1. Acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi, dayanç:
"Annem pek yorgun bir saatinde değilse bu tutturmalarıma sabır gösterirdi." -A. Ağaoğlu. 2. Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme.
tahammül is. 1. Nesnenin, güçlü, zorlayıcı dış etkenlere karşı koyabilmesi, dayanması. 2. İnsanın kötü, güç durumlara karşı koyabilme gücü, kaldırma, katlanma:
"Bu gece kendi kendimle uğraşmaya tahammülüm yoktu." -R. N. Güntekin.