Tabii ki İstanbul'un ortasında artık İnönü ismine
tahammül edemiyorlar.
Of course, in the middle of Istanbul's İnönü name now can not tolerate.
Kaynak: trtspor.com.trÇok sert bir hocadır ve disiplinsizliğe asla
tahammül edemez.
Can not tolerate a teacher who is very hard and never disiplinsizliğe.
Kaynak: sporx.comArtık hem ligde hem de Avrupa'da puan kaybına
tahammül yok.
And do not tolerate the loss of points in the league and in Europe.
Kaynak: sporx.comBenim kutsalım olan kadınların sahnede bu kadar aşağılanmasına
tahammül edemedim.
With my holy women on the stage so I could not tolerate humiliation.
Kaynak: haber7.comHoşgörü, müsamaha,
tahammül, tesamuh, katlanma, görmezden gelme veya göz yumma, başkalarını eylem ve yargı larında serbest bırakma, kendi
Kaynak: HoşgörüKarısı Nephele öldükten sonra üvey anneleri Ino çocuklara
tahammül edemez ve tuzak kurarak tarlalara zararlı maddeler döktürüp ürünlerin
Kaynak: Altın PostKötü hadiseler karşısında daha fazla
tahammül gösteremeyeceğim. Artık yaşama gücümü kaybettim" diye yazmıştır Yüksel Menderes dul ve Işık
Kaynak: Yüksel MenderesHizmet ettiği eli sevmeyecek; sana uzun vakit de
tahammül etmeyecek. Nitekim Melian'ın kehaneti doğru çıkar ve bu kılıç Beleg'e ölümü
Kaynak: AnglachelAncak bu Hades 'in
tahammül sınırını aşar ve ikisini de orada kalmaya mahkum eder. Herakles bir süre sonra Theseus 'u kurtarmayı başarır
Kaynak: Peirithoosmeyvelerinden yapılabilmektedir Olgun ağaçlar serin havalara,geçici süreli olmak kaydıyla 0 derece ve biraz altı soğuk havalara
tahammül göstermektedir.
Kaynak: Psidium friedrichsthaliumve dini törenlerinde değişik uygulamarda bulunan, kısacası kendisine saygı göstermeyen Latinlere, Patrik Kerularios
tahammül edememekteydi.
Kaynak: I. Mikhail Kiroularioskalmamıştır, bu yüzden saçlarını dahi toplayamaz ve zaten gittikçe bozulmaya başlamış psikolojisiyle saçlarına
tahammül edemeyerek bir kısmını kırpar.
Kaynak: Azulagöre, ada vapurlarında Yahudi ve Rum kadınların yüksek sesle kendi lisanlarını konuşmalarına
tahammül edemez, yavaş konuşmalarını isterdi.
Kaynak: Salamon Adatodc girişli ürünler, şebeke elektriğinin hiç olmadığı ve/veya kesintilere
tahammül olmayan yerlerde tercih edilmektedir. Yeni nesil kompakt
Kaynak: İnvertörNe Larisa'da yaşamaya
tahammül edebiliyordu,ne de Bulgaristan'a dönebiliyordu.20 yaşında işe girer ve Sofya'ya tek yönlü bilet parasını
Kaynak: Nikolina HaffleryMustafa Şahbudak, bu davranışa
tahammül edemez ve ormancıyı tokatlar. Olayın büyüyeceğini anlayan köylüler, ormancıyı sakinleşmesi için
Kaynak: Ormancı türküsüKuvvetli bir devrimci faktörde, önceden
tahammül edilebilir olan koşulların kötüleşmesi ve uzun bir süre sonucunda oluşturulabilmiş olan
Kaynak: 1848 DevrimleriMarge, genellikle klişe bir sitcom annesidir ve çocuklarının maskaralıklarına, kaba saba kocasına
tahammül eden "sabırlı eş"i oynamaktadır
Kaynak: Marge SimpsonAsıl gördüğüm, kuvvetlerin bir araya gelmeleridir, ve altmışlı yıllar insanların bu toplumdaki şeylere nasıl
tahammül edebildiklerini ve
Kaynak: Stonewall ayaklanmalarıX için
tahammül edilemez bir insan olan Clay'in en büyük yoksunluğu kendisine yöneltilen eleştiriyi dahi anlayamayacak biri olmasıdır
Kaynak: Esmé İçin - Sevgi ve Yoksunluklaâmirane söylenen en küçük bir söze bile
tahammül edemediği bu nedeniyle Tağ köyü medresesinden ayrıldığı ve köyüne geri döndüğü yazılmıştır.
Kaynak: Said NursîBu şartlar altında Lenin parti içindeki hiziplerin yönetimi güçleştirdiğini görerek kriz ortamında buna
tahammül edilmemesi gerektiğini
Kaynak: SBKP 10. Kongresi