göynümek ne demek?
- 2 sözlük, 8 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
göynümek anlamı
(nsz) hlk. 1. Dertlenmek, üzülmek, içlenmek. 2. Ham meyve olgunlaşmak.
(nsz) hlk. 1. Dertlenmek, üzülmek, içlenmek. 2. Ham meyve olgunlaşmak.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
göynümek anlamı
Yanacak derecede ısınmak, hafif sararmak.
Yanacak derecede ısınmak, hafif sararmak.
Cebel *Eğridiı -Isparta
-Kastamonu
-Tokat
-Sivas
*Hadım, *Kaman, Kavak, Fariske *Ermenek -Konya
Yapıntı *Mut -İçel
göynümek anlamı
Dertlenmek, içlenmek, ağlayacak hale gelmek.
Dertlenmek, içlenmek, ağlayacak hale gelmek.
*Ezine -Ama.
*Ermenek -Konya
göynümek anlamı
Toplandığı zaman sert olan meyveler kendi kendine fazla olgunlaşmak, yumuşamak.
Toplandığı zaman sert olan meyveler kendi kendine fazla olgunlaşmak, yumuşamak.
*Uluborlu -Isparta
Dallıca *Nazilli -Aydın
-Balıkesir
Nilüfer -Bursa
*Söğüt -Bilecik
-Bolu
Karabüzey *Araç, -Kastamonu
*İskilip, Çıkrık *Mecitözü, -Çorum
-Sinop
Marınca *Merzifon, *Ezine -Amasya
*Terme -Samsun
Kuzköy *Akkuş, Bayadı -Ordu
Piraziz, *Tirebolu, -Giresun
Denizli, Beşikdüzü *Vakfıkebir -Trabzon
*Ereğli, Sulutaş -Konya
-Edirne
Ceylân *Lüleburgaz -Kırklareli
göynümek anlamı
Katlanamamak, dayanamamak.
Katlanamamak, dayanamamak.
*Merzifon ve köyleri -Amasya
göynümek anlamı
1. bakınız» göynüklenmek. 2. Ağlamaktan yorulmak.
1. bakınız» göynüklenmek. 2. Ağlamaktan yorulmak.
göynümek anlamı
1. Buruşmak, pörsümek. 2. Çürümek.
1. Buruşmak, pörsümek. 2. Çürümek.
göynümek anlamı
Dayanamamak, katlanamamak.
Dayanamamak, katlanamamak.
Gölkonak, Yenişar *Şarkikaraağaç Isparta
göynümek eş anlamlısı
dertlenmek
(nsz) Üzüntüye kapılmak, dertli duruma gelmek, kaygılanmak.
(nsz) Üzüntüye kapılmak, dertli duruma gelmek, kaygılanmak.
içlenmek
(nsz) 1. İçli bitkiler tanelenmek, iç tutmak: "Gelincikler açmayınca baklalar içlenmez." -A. Rasim. 2. mec. Kimseye belli etmeden bir şeyi kendine dert etmek, duygulanmak: "Mısır'a vardıktan sonra beni kim hatırına getirir diye içleniyordum." -F. R. Atay.
(nsz) 1. İçli bitkiler tanelenmek, iç tutmak: "Gelincikler açmayınca baklalar içlenmez." -A. Rasim. 2. mec. Kimseye belli etmeden bir şeyi kendine dert etmek, duygulanmak: "Mısır'a vardıktan sonra beni kim hatırına getirir diye içleniyordum." -F. R. Atay.
üzülmek
(nsz) 1. Üzme işine konu olmak: "Karısının düştüğü bu hâle üzülmek şöyle dursun ona çok defa dadı kalfa muamelesi etmekten çekinmezdi." -R. N. Güntekin. 2. Üzüntü duymak, kaygılanmak: "Bu apartmandan başka yere gideceksiniz diye üzülüyorum." -P. Safa.
(nsz) 1. Üzme işine konu olmak: "Karısının düştüğü bu hâle üzülmek şöyle dursun ona çok defa dadı kalfa muamelesi etmekten çekinmezdi." -R. N. Güntekin. 2. Üzüntü duymak, kaygılanmak: "Bu apartmandan başka yere gideceksiniz diye üzülüyorum." -P. Safa.
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
