Halkın haberi olmadan, onun korku ve paniğe kapılmasına fırsat vermeden, koruma ve
gözetme görevini sessizce yerine getirir.
Unbeknownst to the public, without the opportunity grabs onto his fear and panic, protect and oversee the task performs quietly.
Kaynak: gebzegazetesi.comDiğerkâmlık, “başkalarının yararını da kendi yararı kadar
gözetme” ya da “diğer insanlara maddi veya manevi kişisel çıkar gözetmeksizin
Kaynak: Diğerkâmlıkbütün insanlı uzay uçuşlarında kullanılmış ve günümüzde mevcut üç uzay mekiği 'nin fırlatma ve
gözetme tesisi olarak kullanılan uzay merkezi.
Kaynak: Kennedy Uzay Merkezijpg | başlık Tenshu (baş kulesi) | eni 250px | lakap Karasu-jō | yapı Teikaku, Hirajiro | kule Eklemli
gözetme kulesi (1593 ya da 1615 - )
Kaynak: Matsumoto KalesiBu sistemde isminden anlaşıldığının aksine ileriye doğru araziyi inceleyen bir radar benzeri ölçümleme ve
gözetme sistemi kullanılmaz.
Kaynak: EGPWSKarşılıklı sevgi,saygı,kardeşlik, dayanışma, birlik beraberlik, birbirini koruyup
gözetme, birbirinin hakkına saygı, sura gözetimi, akraba
Kaynak: Ortaoba, Karamanyüksek olduğu için organizmaların tür düzeyinde birbirlerine fark
gözetme ve ayrım yapma yeteneğini artırır buna türler arası seçilim de denir.
Kaynak: Cinsel seçilimve ihlas (yalnızca Allah'ın hosnutlugunu
gözetme) ve sadakatle (kalpten baglılıkla) oldugu halde, BU YKYNCY VAZYFE, GAYET BÜYÜK MADDY BYR
Kaynak: İmam MehdiSınıf farklılıkları
gözetme, ayrımcılık sebebiyle anayasada yasak olmasına rağmen, Hindistan 'da yaşayan Hindular arasında belli sosyal
Kaynak: Hinduizm