Hükümet ya dengeleri
gözetmek istiyor ya da bir dediği diğerini tutmuyor.
The government wants to protect the balances or say or do not match the other.
Kaynak: evrensel.netŞehidimin üzerinden maddi rant üzerine konabilmek için manevi rant
gözetmek!
Could take on the spiritual to the material of martyrs rant rant to observe!
Kaynak: yerelgundem.comBu şehrin iyi olması için bir partiyi
gözetmek mi gerekiyor?
Do you need to protect a party for the good of this city?
Kaynak: yenialanya.comAncak bu hayat okulunda 'adalet'i
gözetmek şüphesiz en önemli gereklerden biridir.
However, this school of life 'Adalet observe the requirements, there certainly is one of the most important.
Kaynak: timeturk.comr'yi 4 olarak alırsak, permütasyonların sayısı 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 kümesinden sırayı da
gözetmek suretiyle oluşturulabilecek 4
Kaynak: Permütasyonsaray protokolunu
gözetmek gibi görevler üstlendiler. II. Abdülhamit döneminde devletin yönetimi Bab-ı Ali'den çok saraydan yapıldığı
Kaynak: MabeyinRus sarayında ailesinin çıkarlarını
gözetmek için fazla çaba harcamadı ve geleceğin çariçesi Yekaterina'nın (II. Yekaterina ) aşığı oldu.
Kaynak: II. Stanisław August PoniatowskiGenellikle, ticari ve sınaî alanda ülkesinin çıkarlarını
gözetmek, vatandaşların haklarının korunması, seyrüsefer kontrolü, noter lik gibi
Kaynak: KonsoloslukNizamnamede mesleğin icrası sırasında iyi niyet
gözetmek, düzgün bir Türkçe ve yabancı dil bilgisi yeterliliğinin sınavla tespiti
Kaynak: RehberBaşbakan, Bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini
gözetmek ve düzeltici tedbirleri almakla
Kaynak: Türkiye'de yürütmekişinin suçu sabitlenene dek masum olduğu ilkesini
gözetmek zorundadır. Bu konuda AİHM 'in 10 Şubat 1995'te verdiği kararda:"Sanık için
Kaynak: Masumiyet karinesiBaşbakan, Bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini
gözetmek ve düzeltici tedbirleri almakla
Kaynak: Türkiye'de siyasetOnların her ikisini de görüp
gözetmek, O'na zor gelmez. O çok yücedir, çok büyüktür. (3:2) Allah, kendisinden başka hiçbir tanrı
Kaynak: HayyOnların her ikisini de görüp
gözetmek O'na bir ağırlık vermez. O çok yücedir, çok büyüktür. (4:34) Erkekler; kadınları gözetip
Kaynak: AlîOnların her ikisini de görüp
gözetmek, O'na zor gelmez. O çok yücedir, çok büyüktür. (3:2) Allah, kendisinden başka tanrı olmayan, hayy ve
Kaynak: Kayyûm (İslam)Scene içinde konumu ne olursa olsun her bir birey bu yasaları
gözetmek ve uygulamakla yükümlüdür. Kurallar kendi içlerinde de
Kaynak: Scene (korsan)Misafir ağırlamak,fakirleri
gözetmek bizim en büyük amacımızdır. Köyümüzün en büyük eksiği bir araya gelip dernek kuramamaktır.
Kaynak: Turhanlı, KeskinRekabet kelimesi Arapça'da denetim, kontrol,
gözetmek, dikkat etmek, gözünü ayırmamak anlamlarındaki raqābat ("rqb") kelimesinden
Kaynak: RekabetLihtenştayn'ın ülkeyi korumak ve sınırları
gözetmek için kurduğu küçük bir askeri birlik vardır. Bu askeri birlik 125 kişiden oluşmaktadır
Kaynak: LihtenştaynBiz nasyonal sosyalistler bir örtü olan devlet ile, o örtüyle örtülen ulus arasında gayet keskin ve açık bir fark
gözetmekKaynak: Nasyonal sosyalizm