Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

bakmak ne demek?

 - 6 sözlük, 6 sonuç.

BSTS / Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu

bakmak anlamı
bakınız» başvurmak

Divanü Lügati't-Türk

bakmak anlamı
bakmak

Güncel Türkçe Sözlük

bakmak, -ar anlamı
(-e) 1. Bakışı bir şey üzerine çevirmek: "Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim" -C. S. Tarancı. 2. Aramak. 3. Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak: "Limana bakan penceresinden deniz görünürdü." -O. V. Kanık. 4. Bir şeyin gelişmesi veya iyi bir durumda kalması için emek vermek. 5. Beslemek, geçindirmek: Üç çocuklu bir aileye bakıyor. 6. Bir iş birinden beklenmek: Evin bütün işleri bana bakıyor. 7. Hastayı muayene etmek. 8. Tedavi etmek için ilgilenmek. 9. Yoklamak, incelemek, denemek: Git bak bakalım, evdeler mi? Şu hesaba sen de bak. Yemeğin tadına bakar mısınız? 10. Bir işi yapmak, bir işi yapmakla görevli olmak: Pasaport işine polis bakar. 11. (nsz) İlgilenmek: "Baktılar, ettiler, ilaç, tedavi, faydası olmadı." -E. Bener. 12. Uğraşmak, meşgul olmak: Çocuğum, sen derslerine bak. 13. Yapılabilmesi bir şeye bağlı bulunmak: Bu iş beş bin liraya bakar. 14. Gözetmek, korumak. 15. Renklerde benzemek, andırmak: Bu kumaşın rengi yeşile bakıyor. 16. Önem vermek, önem vererek üzerinde durmak: "Aşka kutsal gözle bakanları üzmekten korkarım." -R. H. Karay. 17. (nsz) Anlamak, farkına varmak: "Bazı akşamlar bakarım Halil savuşur, nereye gittiğini de kimseye söylemez." -M. Ş. Esendal. 18. Başka bir şeyle ilgilenmeyip elindeki veya önündeki işle uğraşır olmak: Yemeğini yemene bak! Vaktini boş geçirmemeye bak! 19. (nsz) Bebeğin veya çocuğun eğitim ve bakımıyla ilgilenmek: "Kadınlar, iş dönüşü çocuk bakıyor, yemek hazırlıyorlardı, o yorgunlukla." -N. Cumalı.

Tarama Sözlüğü

bakmak anlamı
Beklemek, intizar etmek.

Türkçe - İngilizce

bakmak anlamı
fiil
1) look
2) see
3) look at
4) look after
5) view
6) take a look at
7) take a look
8) care for
9) look on
10) look through
11) watch
12) look out
13) face
14) refer
15) consult
16) regard
17) look upon
18) keep
19) fend for
20) answer
21) find
22) survey
23) maintain
24) tend
25) overlook
26) support
27) sight
28) feed
29) attend
30) front
31) nurse
32) see to
33) make sure
34) take a gander
35) set eyes on
36) behold
37) sit in
38) suckle
39) groom
40) foster
41) superintend
42) wait on
43) turn up
44) give a look
45) scan
46) do for
47) concern oneself
48) supervise
49) wait upon
50) put out to nurse
51) have a look-see
isim
1) front on to
2) have a frontage on

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

bakmak anlamı
Bakmak (bakınız» Ba)

bakmak eş anlamlısı

andırmak
(-i) Benzer yanları bulunmak, çağrıştırmak: "Avrupa'nın ikinci, üçüncü derecedeki otellerini andıran birkaç otel de taştandır." -S. Birsel.
aramak
(-i) 1. Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak: "Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı." -S. F. Abasıyanık. 2. Araştırmak, yoklamak: Ceplerini aramak. 3. Ziyarete, hatır sormaya gitmek: "Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran!" -B. Felek. 4. Bir şeyin yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek: "Seni çok arıyorum, Ziyacığım." -C. S. Tarancı. 5. Önem verip istemek: Ben böyle şeyleri aramam. 6. mec. Şart koşmak.
beslemek
(-i) 1. Yiyecek ve içeceğini sağlamak: "Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk." -H. E. Adıvar. 2. Yedirmek: "Pembe ekmekler kızartacak, üstlerine tereyağı, reçel, havyar sürecek, onu eliyle besleyecekti." -H. E. Adıvar. 3. Semirtmek. 4. Eklemek, katmak, çoğaltmak: "Ateş zayıfladıkça besliyor, ateşe gömdükleri mısırlar piştikçe misafirin eline tutuşturuyorlardı." -N. Cumalı. 5. Bir şeyi korumak veya sağlamca durmasını sağlamak için çevresini veya altını desteklemek, doldurmak, pekiştirmek: "Bacaklarımızın altını iki sabun çuvalı ve atların yem torbalarıyla besleyerek sırtüstü yattık." -R. N. Güntekin. 6. Yetiştirmek: "Herkes kanarya, kedi, köpek beslemez ya!" -H. Taner. 7. mec. Bir duyguyu gönülde yaşatmak: "Uzun müddetten beri şiddetle beslediği bir histi." -Y. K. Beyatlı. 8. mec. Maddi yardım yapmak, desteklemek.
denemek
(-i) 1. Değerini anlamak, gerekli niteliği taşıyıp taşımadığını bulmak için bir insanı, bir nesneyi veya bir düşünceyi sınamak, tecrübe etmek: "Gelecek ise daha denemediğimiz zaman kesitidir." -N. Uygur. 2. Bir işe, başarmak amacıyla başlamak, girişimde bulunmak, teşebbüs etmek: "Ayağa kalkarak üç adım ötedeki musluğa kadar gitmeyi denedi." -P. Safa.
gözetmek
(-i) 1. Korumak, bakmak, özen göstermek, himaye etmek: Büyük kardeşler küçükleri gözetir. 2. Önem vermek, göz önünde bulundurmak, ayrı tutmak. 3. (nsz) Kollamak, beklemek: Fırsat gözetmek. Uygun bir zaman gözetmek. 4. Bir sonuca giderken bütün ayrıntı ve etkenleri dikkate almak. 5. Kayırmak.
ilgilenmek
(-le) 1. Birine karşı yakınlık duymak veya göstermek, alakalanmak: "Tarlaları gezdim, okuluma gittim, çocukları tanıdım, köylülerle ilgilendim." -H. E. Adıvar. 2. Bir şeye karşı merak duymak: Arkadaşım yeni buluşlarla ilgileniyor. 3. (nsz) Bir konu üzerinde çalışmak, uğraşmak, bir şeyi çekici bulmak: "Okulda ilgilendiği tek ders İngilizceydi." -N. Cumalı.
incelemek
(-i) Bir işi veya bir şeyi ele alıp özelliklerini, ayrıntılarını inceden inceye, özenle anlamaya, öğrenmeye çalışmak, tetkik etmek: "Ne kitap okur ne de başkalarının düşüncesini inceler." -S. Birsel.
korumak
(-i, -den) 1. Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek: "Orasını tozdan, yağmurdan korumak borcumuzdur." -O. S. Orhon. 2. Güçlü bir kimse veya kuruluş, güçsüz birini veya bir şeyi desteklemek, himaye etmek: "Beni kendi kardeşi gibi sever, babasının hışmından korurdu." -R. Enis. 3. (-i) Tehlikeye karşı denetimi altında bulundurmak, savunmak, müdafaa etmek: Yurdu korumak. 4. (-i) Tehlikeli, zararlı durumları önlemek: İlaçla meyveleri korudu. 5. (-i) mec. Bir şeyin eskimesini, yıpranmasını önlemek için gereken dikkat ve özeni göstermek: Üstünü başını biraz korusaydın bu kadar kirlenmezdi. 6. (-i) mec. Süregelen bir durumun değişikliğe uğramasını önlemek: Geleneklerini koruyorlar. 7. (-i) mec. Karşılamak, denk gelmek: Bu işin geliri masrafını korumaz.
meşgul olmak
vaktini vermek, uğraşmak, oyalanmak: "Kâtip daha fazla meşgul olmaya lüzum görmeden genç kızı yalnız bırakıp gitti." -P. Safa.
uğraşmak
(-le) 1. Bir iş üzerinde sürekli çalışmak: "Muhacir kümeleri arasında, ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi." -P. Safa. 2. (-e) Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek: "İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye uğraşıyordu." -H. Taner. 3. Zamanını bir işe verme durumunda kalmak: "Ee, hadi yürü yahu. Senlen mi uğraşacağız?" -H. Taner. 4. Savaşmak: "Düşmanlarla uğraşmak için sonuna kadar çalışmaya azmettik." -Atatürk. 5. mec. Birine kötü davranmak: "Aman, siz de hep beybabamla uğraşırsınız!" -Ö. Seyfettin.
yoklamak
(-i) 1. Dokunarak incelemek: "Hem kendimi hem etrafımda gördüğüm eşyayı elimle yokladım." -R. H. Karay. 2. Bakmak, gözden geçirmek, kontrol etmek: "Gecenin bir vaktinde şeytan gelmiş yoklamış." -E. Şafak. 3. Durum, bilgi, niyet vb.ni belirlemeye veya anlamaya çalışmak: "Kalbimi ne zaman yokladımsa ona dair bir iz bulamadım." -S. M. Alus. 4. Ziyaret veya sağlığını sormak amacıyla birine gitmek: "Ara sıra da birimizden biri yukarı çıkarak Sevim'i yokluyordu." -R. N. Güntekin. 5. Ara sıra etkisini göstermek: İlaç aldığım hâlde ağrılarım yine beni yokluyor. 6. Aramak, araştırmak: "Odaların köşe bucağını yoklamaya başladılar." -M. Ş. Esendal.

"bakmak" için örnek kullanımlar

Ligin bitimine 10 hafta kala fikstüre bakmak da çok sağlıklı değil.
Also take a look at the schedule before the end of the 10 weeks of the league is not very healthy.
Kaynak: tr.eurosport.com
Kişilerle ilgili yargıda bir husus var mı, birey birey bakmak lazım.
Do you have an issue judgments about people, individuals need to look at the individual.
Kaynak: haber7.com
Olmayanı yaratmak ve diğer boyuttan bakmak gibi zor bir hedefleri var.
Other dimensions, such as creating and difficult to look at the non objectives.
Kaynak: milliyet.com.tr
Mağlup olduk ama bu mağlubiyette de neler olduğuna bir bakmak lazım.
We were defeated, but we need to look at what happened in this defeat.
Kaynak: fotospor.com
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.