Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

uğraşmak ne demek?

 - 3 sözlük, 3 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

uğraşmak anlamı
(-le) 1. Bir iş üzerinde sürekli çalışmak: "Muhacir kümeleri arasında, ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi." -P. Safa. 2. (-e) Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek: "İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye uğraşıyordu." -H. Taner. 3. Zamanını bir işe verme durumunda kalmak: "Ee, hadi yürü yahu. Senlen mi uğraşacağız?" -H. Taner. 4. Savaşmak: "Düşmanlarla uğraşmak için sonuna kadar çalışmaya azmettik." -Atatürk. 5. mec. Birine kötü davranmak: "Aman, siz de hep beybabamla uğraşırsınız!" -Ö. Seyfettin.

Tarama Sözlüğü

uğraşmak anlamı
1. Karşılaşmak, rast gelmek, raslamak, kavuşmak. 2. Çarpışmak, savaşmak.

Türkçe - İngilizce

uğraşmak anlamı
fiil
1) deal
2) contend
3) grapple
4) cope
5) struggle
6) wrestle
7) engage in
8) fight
9) tussle
10) tackle
11) strive
12) pick on
13) labor
14) work hard
15) seek
16) endeavor
17) try hard
18) strive against
19) get at
20) mess around with
21) make an effort
22) push
23) monkey around with
24) work away
25) be at war with
26) tug
27) toil
28) set to
29) monkey with
30) attack
31) moil
32) be occupied in doing
33) haze
34) groove
35) be occupied with doing
36) go in for
37) exert oneself
38) agonize
39) come at
40) labour
41) endeavour
kelime öbeği
1) mess with

uğraşmak eş anlamlısı

savaşmak
(nsz, -le) 1. ask. Ordu ölçüsünde iki silahlı kuvvet karşı karşıya gelip çarpışmak, vuruşmak, muharebe etmek: "Bu acımasız dünyada artık acımasızca savaşacaklardı." -İ. O. Anar. 2. mec. Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla mücadeleye girişmek: "İkiyüzlülere, sureti haktan görünen sahte dindarlara karşı bütün gücümle savaşacağım." -N. Hikmet. 3. mec. Çaba sarf etmek.

"uğraşmak" için örnek kullanımlar

Sevdiğiniz işlerle uğraşmak stresi azaltmanıza yardımcı olacaktır.
Will help reduce the stress of dealing with your favorite jobs.
Kaynak: posta.com.tr
Çok zaman aldığı için çoğu kimse bu işle uğraşmak istemiyor.
A lot of time for which most people do not want to deal with it.
Kaynak: haberciniz.biz
Gayrimenkullerin bakım ve idaresi, jerans işleriyle uğraşmak, 4.7.
Property, maintenance, and administration, to deal with affairs of jerans, 4.7.
Kaynak: finans.milliyet.com.tr
Çünkü masrafları düşünüyor ve uğraşmak da istemiyorlar.
Because I do not want to deal with the costs and think.
Kaynak: medyafaresi.com
insanlar tarafından üretilmiş hava taşıtlarıyla uçmak ya da uçmak için gerekli olan makinaların tasarımıyla veya bakımlarıyla uğraşmak demektir.
Kaynak: Havacılık
1921 yılına kadar de-facto bağımsızlığını kabul ettirmekle ve 1945 yılına kadar uluslararası tanınmayı kazanmakla uğraşmak zorunda kalmıştır.
Kaynak: Moğolistan
zorunda kalışının yanı sıra üvey kardeşi ve aynı zamanda en yakın arkadaşı Dana Wells' in bilinmeyen cinayetiyle de uğraşmak zorunda kalmıştı.
Kaynak: Soulfly
Belli bir iktisadi amaç ile uğraşmak üzere kurulan, yalnız mal varlıkları ve ortakları ile sorumlu oldukları tüzel kişiliğe sahip ticaret
Kaynak: Limited şirket
Saltanata getirildikten sonra ilk olarak güneyde Arap kabileleriyle, doğuda ise Kuşan Yabguluklarıyla uğraşmak zorunda kalmıştır.
Kaynak: II. Şapur
kendi kurduğu şirketlerde işadamlığı yapan Mahçupyan, 1996 yılından itibaren entelektüel işlerle uğraşmak üzere ticari işlerini tasfiye etti.
Kaynak: Etyen Mahçupyan
yılları arasında yaşamış Fransız şair , oyun ve roman yazar ı. Romantizm in temsilcisidir. Edebiyat la uğraşmak adına subay lıktan ayrıldı.
Kaynak: Alfred de Vigny
Serbest ticaret ile uğraşmak üzere Kürtçe , İngilizce ve Arapça dillerini bilmektedir. 1991 yılındaki Türkiye Milletvekili genel
Kaynak: Selim Sadak
üzere üç kez başbakanlık yaptı. VIII. Edward 'ın tahtı kardeşi VI. George 'a bırakmasıyla sonuçlanan kraliyet kriziyle uğraşmak zorunda kaldı.
Kaynak: Stanley Baldwin
Alt katmanlarda gerçekleşen onlarca farklı işlemin hiçbirisiyle uğraşmak zorunda kalmaz. Uygulama katmanı için bir diğer örnek HTTP 'dir.
Kaynak: Uygulama tabakası
desteğiyle siyasi istikrarı sürdüren Moi, 1980'lerin başlarında ekonomik büyüme hızındaki yavaşlamanın yol açtığı sorunlarla uğraşmak zorunda kaldı.
Kaynak: Daniel arap Moi
Sonradan, yaşamının sonuna dek edebiyatla uğraşmak istediğini Joyce'un Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi eserini okuması sayesinde
Kaynak: Edna O'Brien
Bu yüzden de çok fazla anahtar çifti ile uğraşmak gerekebilir. Sezar ,Vigenere ,DES , 3DES , RC5 , Blowfish , IDEA , SAFER gibi
Kaynak: Gizli anahtarlı şifreleme
Edebiyat la uğraşmak için avukat lığı bıraktı, Fransız devrimi 'ne ve W. Godwin'in reformcu eserlerine büyük bir hayranlık duydu. Deneme
Kaynak: Charles Brockden Brown
isyanla uğraşmak için gönderilen) doğru olarak tahmin ettiği gibi onun varmasından hemen önce Pacatianus, kendi adamları tarafından öldürülmüştür.
Kaynak: Pacatianus
Düzenli Selçuklu atakları ile iç işlerde uğraşmak konusunda başarılı olamamıştır. Krallığı isimsel olarak öldüğü 1112 yılına kadar ortak
Kaynak: II. Giorgi
herhangi bir üniversite de bir grup öğrenci nin çeşitli hobilerle uğraşmak, belirli bir konu üzerine tartışmak veya araştırma yapmak, belli
Kaynak: Öğrenci topluluğu
iktidardan düşüşü üzerine Başkanlığa geldi (1891); 1894'e kadar sürdürdüğü başkanlığı sırasında tehlikeli ayaklanmalarla uğraşmak zorunda kaldı.
Kaynak: Floriano Peixoto
Romanın askeri zaferine rağmen Trajan'ın eyaletleri daha başlangıçta bir takım zorluklarla uğraşmak zorund kalmıştır. 116 yılında
Kaynak: Asurya (Roma eyaleti)
Bu sırada sıradan ölümlülerin dertleriyle uğraşmak zorunda kalır. Ağır biçimde hastalanır, kadınlarla birlikte olmanın nasıl bir his
Kaynak: Beden Hırsızının Hikayesi
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.