acente anlamı İng. agent
Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde aracılık eden, bunları o işletme adına yürüten gerçek veya tüzel kişi.

acente anlamı
is. (ace'nte) 1. Bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş: "İtalya'da büyük bir şirketin acentesiyim ben." -R. Enis. 2. Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse. 3. Banka şubesi. 4. Vapur ortaklığı. 5. tic. Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde aracılık eden, bunları o işletme adına yapan kimse.

acente anlamı
agency

acente anlamı İt..agente
1. Bir kuruluşun mali veya ticari işlerini kazanç karşılığında yürüten ticarethane: § "... kitaplarını ilanat acentesi olarak kullanmak istemesindendir." -Peyami Safa, Sosyalizm-Marksizm-Komünizm, 203. § "İleride kendi turizm acentesini kurup, patron olmayı istiyordu." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 18. § "Kendi kumpanyasını acentelik işini gören tacir Fouillier ile bir küçük bono tebdili meselesini bahane ederek kalktı.." -Ahmet Midhat Efendi, Hasan Mellâh Yahut Sır İçinde Esrar, 168. 2. Vapur ortaklığı veya banka şubesi: § "Nuri Usta rıhtımdaki bir vapur acentesine Tamir edilmek için bırakılan bir tulumbayı görmeye gitmişti." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 99. § "acente: Vapur veya sigorta şirketlerinin veya bir idâre-i ticâriyenin diğer bir mahalde bulunan vekili, memuru. Bir vekil veya memurun idarehanesi." -Ali Seydi, Lugât-i Ecnebiye. 3. Bir kurumun veya şubelerinin başında bulunan kimse. 4. Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde aracılık eden, bunları o işletme adına yapan kimse.