yük is. 1. Araba, hayvan vb.nin taşıdığı şeylerin hepsi:
"Çölde yük götüren vasıta develer, insan taşıyan vasıta hecinlerdir." -F. R. Atay. 2. Bir şeyin ağırlığı. 3. Araba, hayvan vb.nin taşıyabildiği miktar:
Bir araba yükü odun. 4. Eşya:
Bütün yükü bu bavul. 5.
mec. Birinin üzerine almak zorunda kaldığı ağır görev:
Ben bu yükün altına giremem. Bu yüke herkes katlanamaz. 6.
mec. Tedirginlik veren şey, engel. 7.
fiz. Bir cismin yüzeyinde biriken elektrik miktarı. 8.
tar. Yüz bin kuruşluk mal veya tutar:
"Mademki öyledir, bir yük getirip satan herkes iki akçe versin." -T. Buğra. 9.
hlk. Doğacak bebek. 10.
esk. Yüklük:
"Haydi şu yüke giriver!.." -S. F. Abasıyanık.