Güncel Türkçe Sözlük
haraza anlamı
(I) is. hlk. 1. Kavga, gürültü, karışıklık: "Yine mi kavga erenler? Yine mi haraza?" -A. Gündüz. 2. Öfke, sinir.
haraza anlamı
(II) is. hlk. Sığırın öd kesesinden çıkan taş.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
haraza anlamıCiğer hastalığı, öksürük: Ahmet harazalıdır.
*Kurşunlu -Çankırı
-Çorum
*Merzifon -Amasya
haraza anlamıBiçilirken tarlaya dökülen tohumlardan ertesi yıl kendiliğinden yetişen filiz.
Ahmetli *Turgutlu -Manisa
haraza anlamı
1. Büyük baş hayvanların iç organlarından çıkarılan ve sarılık hastalığına iyi gelen bir madde. 2. Çok semirmiş hayvanlarda kalbin çevresinde oluşan yağ. 3. Sığır ciğerinden çıkarılan, öde benzeyen bir madde.
haraza anlamıHer yer: Evin harazasını aradım dolabın anahtarını bulamadım.
*Ayaş -Ankara
haraza anlamı
1. Kavga, gürültü, karışıklık: Harazayı bırakın da güzelce görüşelim. 2. Öfke, sinir: Amma harazalı kadın ha. 3. Heyecan: Dünkü filim çok harazalı idi.
haraza anlamıKuyuların ağzına geçirilen oymalı taştan yapılmış çember, kuyu bileziği.
-Malatya