Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

harbî ne demek?

 - 4 sözlük, 7 sonuç.

BSTS / Tarih Terimleri Sözlüğü

harbî anlamı
1- Osmanlı devleti ile henüz barış halinde bulunmayan, bir antlaşma yapmamış olan devletler ve bu devletlerin uyrukları. 2- Osmanlı ülkelerinde tecimle uğraşan yabancı uyruklulara verilen ad.

Güncel Türkçe Sözlük

harbî anlamı
sf. (harbi:) tar. 1. Savaşla ilgili. 2. is. Osmanlı Devleti'yle henüz barış durumunda bulunmayan, bir antlaşma yapmamış devletler ve bu devletlerin uyrukları. 3. is. Osmanlı ülkelerinde ticaretle uğraşan yabancı uyruklu kimse.
harbi anlamı
is. 1. Ateşli silahların içini temizlemekte kullanılan çubuk, harbe. 2. sf. mec. Doğru, hilesiz, temiz, mert: "Camiada onu pek ciddiye almazlar ama ben severim, harbi kızdır." -A. Ümit.

Türkçe - İngilizce

harbi anlamı
isim
1) ramrod

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

harbi anlamı
Sürülmemiş, işlenmemiş toprak.

İskinoz -Trabzon
Deretürbeli *Alanya -Antalya

harbi anlamı
1. Doğru, hilesiz. 2. Açık (konuşma için).
harbi anlamı
Çabuk, tez.

-Samsun
Keşap -Giresun
-Trabzon çevresi
-Gümüşhane
Güney *İkizdere -Rize
Yavuz *Şavşat -Artvin
-Erzurum
Cimin -Erzincan
Tepe *Arapkir -Malatya
Harput -Elâzığ
*Karaman -Konya

harbî eş anlamlısı

doğru
sf. 1. Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. 2. Gerçek, yalan olmayan: Doğru haber. 3. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun: "Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur." -A. Gündüz. 4. is. Gerçek, hakikat: "Söyleyin doğrusunu, siz insanoğlunun ahlaklı olabileceğine inanmıyorsunuz." -N. Ataç. 5. is. mat. İki nokta arasındaki en kısa çizgi: İki noktadan yalnız bir doğru geçebilir. 6. zf. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde: Çocuk doğru okudu. 7. zf. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. 8. zf. Yakın, yakınlarında: "Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu." -F. R. Atay. 9. e. Karşı yönünce: "Börekçi fırınının karşısındaki dört köşe taşlar döşeli, iki yanı ağaçlı yoldan çarşıya doğru yürüyordu." -Y. Atılgan. 10. mec. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu.
harbe
is. esk. 1. Kısa mızrak. 2. Harbi.
mert
sf. 1. Yiğit: "Merttir, yiğittir, yüreği de bileği de pektir." -T. Buğra. 2. Sözünün eri, güvenilir (kimse).
temiz
sf. 1. Kirli, lekeli, pis, bulaşık olmayan, arı, pak, hijyen, hijyenik: "Ayak basacak tek adımlık temiz yer yok." -A. Ağaoğlu. 2. Özenle yapılmış: Temiz iş. 3. Çok az kullanılmış veya hiç kullanılmamış olan, özrü olmayan: Temiz araba. 4. Ahlakça lekesiz, necip, nezih. 5. zf. Kirli, lekeli, bulaşık olmayan bir biçimde: Temiz giyinmek.

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.