doğruluk is. 1. Doğru ve dürüst olma durumu, doğru olana yakışır davranış, dürüstlük, adalet:
"Yazıyı yazana, bu dediklerinin doğruluğuna nasıl inansın okuyucu?" -N. Cumalı. 2.
fel. Düşüncenin gerçekle uyuşması, yargı ve önermelerin gerçeğe uygun olması.
temizlik is. 1. Temiz olma durumu, saffet, nezafet:
"Kırk beş sene geçti, servi sandığının temizlik kokusu hâlâ burnumdadır." -R. H. Karay. 2. Temiz durma veya tutma durumu:
Çocukları temizliğe alıştırmalı. 3. Temizleme işi:
"Yaşlı, ak saçlı, temizlik meraklısı, temizlik mütehassısı bir adamdı." -A. Ş. Hisar. 4.
argo Ortadan kaldırma, yok etme, öldürme.