sohbet is. 1. Dostça, arkadaşça konuşarak hoş bir vakit geçirme, söyleşi, yârenlik, hasbihâl:
"Biraz evvelki sükûtu şimdi hararetli bir sohbet takip ediyordu." -H. C. Yalçın. 2.
ed. Söyleşi:
"Tam fikir ve sanat sohbetlerine yakışan bir çerçeve içindeyiz." -A. Haşim.
söyleşi is. 1. Arkadaşça, dostça karşılıklı konuşma, hasbihâl, sohbet:
"Rakısından mı, mezesinden mi yoksa söyleşilerin bal kıvamı kazanıp tatlı tatlı ağdalaşmasından mı, nedense." -A. İlhan. 2. Belli bir konuda alanla ilgili kişilerin katıldığı bilgilendirme toplantısı. 3.
ed. Bir bilim veya sanat konusunu, konuşmayı andıran biçimde inceleyerek anlatan edebiyat türü, sohbet.