sohbet etmekdostça, arkadaşça konuşarak hoş bir vakit geçirmek, söyleşide bulunmak, yârenlik etmek, hasbihâl etmek:
"Günlerdir gelip bizimle sohbet ediyorsun. Muradın nedir?" -N. F. Kısakürek.
söyleşmek (nsz, -le) 1. Karşılıklı konuşmak, hasbihâl etmek, sohbet etmek:
"Teşrifiniz vaki olursa o gece sahura kadar uzun uzun söyleşiriz." -A. Kabaklı. 2. Bir işin nasıl yapılması gerektiği konusunda konuşmak, müzakere etmek.