Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

hayat ne demek?

 - 10 sözlük, 19 sonuç.

BSTS / Biyoloji Terimleri Sözlüğü

hayat anlamı İng. life Lat.vita: hayat Alm. Leben Fr. vie
Bir hayvan ya da bitkiyi anorganik ya da ölmüş organik maddeden ayıran özellik. Canlının metabolizma, büyüme, üreme, çevreye uyum gibi gösterdiği hayatî olaylar.

BSTS / Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü

hayat anlamı
(Mimarlık) Üstü ve üç tarafı kapalı, yalnız önü avluya açık oda. a. bakınız» livan, eyvan.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

hayat anlamı Fr. vie
(zooloji)

BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü

hayat anlamı
1. Ev avlusu. (Körküler *Yalvaç -Isparta; *Birecik -Urfa; Yeşilyurt *Haymana, Adalıkuzu *Güdül -Ankara) 2. Sofa. (Karaağaç -Bilecik)

BSTS / Zooloji Terimleri Sözlüğü

hayat anlamı İng. life Lat.vita Alm. Leben Fr. vie
Bir hayvan ya da bitkiyi anorganik ya da ölmüş organik maddeden ayıran bir özellik olup metabolizma, büyüme, üreme, çevreye uyma v.b. gibi hayatsal olaylarla kendini gösterir.

Güncel Türkçe Sözlük

hayat anlamı
(I) is. (haya:tı) 1. Canlı, sağ olma durumu. 2. Yaşam: "Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım." -H. F. Ozansoy. 3. Hayat biçimi, içinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı: Köy hayatı. Gece hayatı. 4. Meslek: "Uzun dualardan sonra bana denizcilik hayatını anlatmaya başladı." -R. N. Güntekin. 5. Geçim şartlarının bütünü: "Hayatımı yazılarımla kazanırım." -H. E. Adıvar. 6. Canlılığı gösteren hareket, kaynaşma: Bu köyde hiç hayat yok. 7. din b. Yazgı: Hayat onları bir türlü birleştirmedi. 8. Yaşamayı sağlayan şartların bütünü: Ayda hayat yok. 9. Bir kimsenin tarihsel biyografisi, hayat öyküsü, hayat hikâyesi: Atatürk'ün hayatı.
hayat anlamı
(II) is. hlk. 1. Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa. 2. Avlu. 3. Balkon. 4. Sundurma.

Kişi Adları Sözlüğü

Hayat anlamı Köken: Ar.
Cinsiyet: Kız
1. Yaşam, dirim. 2. Canlılarda, doğumdan ölüme kadar geçen süre. 3. Yaşama, yaşayış.

Tarama Sözlüğü

hayat anlamı
Avlı.

Türkçe - İngilizce

hayat anlamı
isim
1) life
2) living
3) lifetime
4) existence
5) vita
6) race
7) experience
8) heart's-blood
sıfat
1) living

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

hayat anlamı
1. Sofa. 2. Avlu. 3. Salon, hol. 4. Koridor. 5. Balkon. 6. Sundurma. 7. Oda. 8. Köylerde çamaşır yıkanılan yer, yunaklık. 9. Yayla evi. 10. Eski ev. 11. Ev bahçesi. 12. Ahır, ağıl. 13. Arsa.
hayat anlamı
İpek iplik.

Şağaman -Kars

hayat anlamı
1. Avlu. 2. Toprak damların saçağı. 3. Balkon. 4. Sofa.
hayat anlamı
Çit veya taşla çevrili bahçe

Arpaçay - Kars

hayat anlamı
(< Ar. hayât) hayat
hayat anlamı
Duvar, avlu duvarı

Urfa

hayat anlamı
Eski tip evlerin girişinde bulunan ve yerden bir miktar yüksek balkon şeklindeki kısım

Kırşehir

hayat anlamı
Salon

Ordu

hayat anlamı
Avlu

Rize

hayat eş anlamlısı

balkon
is. 1. Bir yapının genellikle dışarıya doğru çıkmış, çevresi duvar veya parmaklıkla çevrili bölümü, ayazlık: "Eve girer girmez balkona çıktım." -E. Şafak. 2. Tiyatro, sinema vb. büyük salonlarda asma kat. 3. argo Vücudun göğüs veya göbek bölümü.
kaynaşma
is. 1. Kaynaşmak işi: "Atmosfer karşılıklı anlayış ve kaynaşma atmosferi idi." -H. Taner. 2. Kalabalığın çok olduğu bir yerde kıpırdanma, hareketlilik: "Don Luis bir iki rakam daha saymaya hazırlanmıştı ki kahvenin camı arkasından görünen sokakta ani bir kaynaşma oldu." -N. Hikmet. 3. Huzursuzluk: "Bir gulgule, bir haykırışma, bir kaynaşmadır koptu." -N. F. Kısakürek.
meslek
is. 1. Belli bir eğitim ile kazanılan sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş: "Mesleği ile ilgili olanlar bir yana bırakılırsa çok az kitabı vardı." -T. Buğra. 2. Uğraş. 3. fel. Öğreti. 4. fel. Dizge. 5. esk. Çığır, okul, ekol: Edebî meslekler.
yaşam
is. Doğumla ölüm arasında yaşanan süre, ömür, hayat: "Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi." -R. Mağden.
yaşantı
is. 1. Yaşanılanlardan, görülenlerden, duyulanlardan, edinilenlerden sonra kişide kalan şey. 2. Yaşanılan bir an, hayatın bir bölümü. 3. Hayat tarzı, içinde yaşanılan şartların tümü, hayat: Köy yaşantısı.
yazgı
is. din b. Tanrı'nın uygun görmesi, Tanrı'nın isteği, kader, ezelî takdir, yazı, alın yazısı, hayat, mukadderat, takdiriilahî: "Benden iş çıkaramayacağını anlayan çocuk, yazgısına razı olarak mukavva tezgâhının başına dönüyor." -A. Ümit.

"hayat" için örnek kullanımlar

Ben de benimle beraber hayat paylaşan kadınları anlatmaya çalıştım.
I tried to tell women to share life with me.
Kaynak: ensonhaber.com
Bu yüzden NASA uzmanları Mars'ta hayat bulacaklarından çok ümitli.
Therefore, life on Mars NASA experts bulacaklarından very hopeful.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Skor avantajını aldıktan sonra zaten hayat daha kolay olacaktır.
After scoring advantage in life will be easier anyway.
Kaynak: fanatik.com.tr
Mars,kızıl gezegen,uzay,nasa,gökbilim,Curiosity,robot, Mars'ta hayat vardı!
Mars, the red planet, space, nasa, astronomy, Curiosity, robot, there was life on Mars!
Kaynak: veteknoloji.com
Yaşam ya da hayat; biyoloji k açıdan, kimyasal reaksiyon lar veya bir dönüşümle sonuçlanan başka olaylar gibi bâzı biyolojik süreçler
Kaynak: Yaşam

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.