balkon anlamı Fr.balcon
1. Bir yapının genellikle üst katlarında dışarıya doğru çıkmış, çevresi duvar veya parmaklıkla çevrili bölümü: §
"Çamaşır serili balkonlarıyla harap ve bitmeyecek korkusunu verecek kadar uzun beyaz aydınlıkta uzanıyordu." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 64. §
"Arka balkona kendisi çıkıyor." -Adalet Ağaoğlu, Üç Beş Kişi, 119. §
"Amcanız burada, benim yanımdadır; artık balkondan görmüyor." -Ziya Gökalp, Ziya Gökalp'ın Mektupları, 88. § "
balkon. Açık şehnişin, cumba." -Ahmet Vefik Paşa, Lehçe-i Osmani. §"
Bize şöyle ikinci katta, balkonlu bir oda, emrini verdi." -Nazım Hikmet Ran, Yeşil Elmalar, 22. §
"Madam Hamparson balkon üzerindeki sedire uzanıp resmi dahi bir kanepe üzerine oturarak alelade musahebeye başladılar." -Ahmet Midhat Efendi, Karnaval, 98. §
"Biraz da kaynanası ve görümceleriyle balkonda oturduktan sonra ortalıktan el ayak çekilmiş." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 110. §
"Mutfağın küçük balkonundan, Paris'e doğru, yan yana eğilmişlerdi." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 181. §
"Arkamda açık duran balkon kapısından hafif bir rüzgâr giriyor, salona ıhlamur ve gül kokusu getiriyordu." -Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, 21. §
"Bir haziran sabahı eski köşkünün balkonunda oturuyordun." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar III, 38. §
"Ekser, günler, Endülüs'ün sokaklarını, balkonlarını, köylerini nağmesaz eden şarkılar..." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 75. §
"…yük arabaları saat üç, üç buçukta büyük gümbürtülerle evlerin camlarını titreterek, balkonlarını sarsarak kaldırımları parçalayarak geçerler." -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 302. §
"Ve evlerin bahçelerinde, balkonlarında, pencerelerinde..." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 20. § "
Kuş onu yukarı katın balkonundan bırakalı üç saat oluyor." -Necip Fazıl Kısakürek, Sabır Taşı, 143. § "
Konu komşu balkonlara, pencerelere üşüşmüş…" -Elif Şafak, Mahrem, 10. §
"Göğün puslu balkonunda…" -Buket Uzuner, Şairler Şehri, 45. §
"Apartman, kıraat dersi, ziyafet, balkon, postacı..." -Peyami Safa, Mahşer, 231. § "
Bahçe kapısını kapattıktan sonra gürültünün ve ağaçların öte tarafında onları gördüm, balkonun küçük soluk lambası altında." -Orhan Pamuk, Sessiz Ev, 175. § "
Ümitsiz bir savunma çabasıyla içeriye döndüğü, balkonun kapılarını kapatmaya uğraştığı sırada belkemiğini meydana getiren omurlarının, eklem eklem birbirinden ayrıldıkları, iskelet takırtılarıyla dört bir tarafa dökülüp saçıldıkları kaygısına düşüyor." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 399. 2. Tiyatro ve sinema gibi büyük salonlarda asma kat.