haydamak ne demek?
- 2 sözlük, 3 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
haydamak anlamı
(-i) hlk. 1. Çifte koşulan hayvanı sürmek, dehlemek. 2. argo Kovmak, defetmek.
(-i) hlk. 1. Çifte koşulan hayvanı sürmek, dehlemek. 2. argo Kovmak, defetmek.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
haydamak anlamı
Çifte koşulan hayvanı sürmek, dehlemek.
Çifte koşulan hayvanı sürmek, dehlemek.
Bulkaz *Çivril -Denizli
Demirkapı *Susurluk, *Bandırma, Kerem *Burhaniye -Balıkesir
Fili *Biga -Çanakkale
*İnegöl,*Mustafa Kemal Paşa -Bursa
Pazarcık *Bozüyük -Bilecik
*Kandıra -Kocaeli
*Akyazı -Sakarya
-Bolu
*Bor -Niğde
-Konya
*Osmaniye -Adana
*Lüleburgaz -Kırklareli
haydamak anlamı
Yan gelmek, vaktini boşa geçirmek.
Yan gelmek, vaktini boşa geçirmek.
-Bolu
haydamak eş anlamlısı
defetmek
(nsz) (de'fetmek) 1. Kovmak: "Eğer buraya karşı bir tecavüze kalkışırlarsa defedeceğim." -A. Gündüz. 2. (-i) Savmak, savuşturmak: "Tedhiş kasırgasını üzerlerinden defetmek için hiçbir gösterişi esirgemediler." -F. R. Atay.
(nsz) (de'fetmek) 1. Kovmak: "Eğer buraya karşı bir tecavüze kalkışırlarsa defedeceğim." -A. Gündüz. 2. (-i) Savmak, savuşturmak: "Tedhiş kasırgasını üzerlerinden defetmek için hiçbir gösterişi esirgemediler." -F. R. Atay.
dehlemek
(-i) 1. Hayvanı "deh" diyerek yürütmek: "Hayvanı gayet ustaca dehleyerek beni Çingene çadırlarına getirdi." -O. C. Kaygılı. 2. Kovmak: "Bu işi sen yapacaksın. Yapamazsan ben seni dehlerim." -S. F. Abasıyanık.
(-i) 1. Hayvanı "deh" diyerek yürütmek: "Hayvanı gayet ustaca dehleyerek beni Çingene çadırlarına getirdi." -O. C. Kaygılı. 2. Kovmak: "Bu işi sen yapacaksın. Yapamazsan ben seni dehlerim." -S. F. Abasıyanık.
kovmak
(-i) 1. Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek: "Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi." -M. Ş. Esendal. 2. Bir yerden sürüp çıkarmak, kovalamak: "Sen kim oluyorsun da beni kendi yerimden kovuyorsun?" -A. Kulin. 3. İşine son vermek, görevinden atmak, uzaklaştırmak. 4. Varlığına son vermek, ortadan kaldırmak. 5. mec. Gözetmek: "Sıra, saygı kovarak yetişmiş bütün efendiler, Türkiye'nin bütün Avrupa görmüşleri ona kızar, onu küçük düşürmeye çalışır." -M. Ş. Esendal.
(-i) 1. Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek: "Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi." -M. Ş. Esendal. 2. Bir yerden sürüp çıkarmak, kovalamak: "Sen kim oluyorsun da beni kendi yerimden kovuyorsun?" -A. Kulin. 3. İşine son vermek, görevinden atmak, uzaklaştırmak. 4. Varlığına son vermek, ortadan kaldırmak. 5. mec. Gözetmek: "Sıra, saygı kovarak yetişmiş bütün efendiler, Türkiye'nin bütün Avrupa görmüşleri ona kızar, onu küçük düşürmeye çalışır." -M. Ş. Esendal.
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
