şaşırmak (nsz) 1. Ne yapmak gerektiğini bilememek, nasıl davranacağını kestirememek, içinden çıkamamak:
"... o kadar bağırırdı ki nihayet herif sersem olur, şaşırır, istediğini verirdi." -M. Ş. Esendal. 2. Doğru, gerçek ve gerekli olanı ayırt edemeyecek duruma gelmek:
"Hastasını muayene ederken başında bulundular mı hele söz söylediler mi eli ayağı dolaşır, ya kalbi bulamaz ya nabzı şaşırır." -A. İlhan. 3. Herhangi bir durum karşısında şaşkınlık duymak, hayret etmek.
şaşmak (-e) 1. Umulmayan, beklenmeyen veya olağanüstü bir olay, bir olgu karşısında şaşkın duruma gelmek, hayret etmek:
"Aynı anda nasıl olur da başka bir iş tutabileceğine şaşar kalırdınız." -B. R. Eyuboğlu. 2.
(-den) Yolundan sapmamak, gidişini değiştirmemek veya yanılmamak:
"Güzel düşün, iyi hisset, yanılma, aldanma / Ne varsa doğrudadır, doğruluk şaşar sanma." -T. Fikret. 3.
(-i) Şaşırmak:
Yolunu şaşmak. Gününü şaşmak.