Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

hemen ne demek?

 - 3 sözlük, 3 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

hemen anlamı
zf. 1. Çabucak: "Bugün yarın Kayseri'den haber gelir zaten. Hemen gideriz." -N. Hikmet. 2. Aşağı yukarı: "Hayır, yalnız ben değilim onu beğenmeyen, sevmeyen, hemen kimse beğenmiyor o şairi, sevmiyor." -N. Ataç. 3. Yalnız, sadece. 4. sf. Çok: "Onun hemen yanında duran küçük kız başını önüne eğmiş, alt dudağını sarkıtmış, kırmızı ojeli parmaklarını kucağında kavuşturup taş kesilmişti." -E. Şafak.

Türkçe - İngilizce

hemen anlamı
zarf
1) immediately
2) now
3) right away
4) soon
5) instantly
6) straight away
7) directly
8) at once
9) instantaneously
10) right off
11) forthwith
12) in no time
13) pronto
14) outright
15) in a snap
16) in an instant
17) in a jiffy
18) anon
19) instanter
20) straight off
21) incontinently
22) out of hand
23) on the spot
24) right of the bat
25) bang off
26) in short order
27) slick
28) then and there
29) in two ticks
30) at no time
31) at a word
32) presently
33) on the instant
sıfat
1) immediate
2) prompt
bağlaç
1) once
2) as soon as

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

hemen anlamı
(< Far. hemân) hemen

hemen eş anlamlısı

çabucak
zf. (ça'bucak) 1. Vakit geçirmeden, kısa sürede, aceleten, acilen, alelacele, anında, bir anda, bir çırpıda, birden, bir hamlede, bir koşu, bir lahzada, bir solukta, çabucacık, çabuk, çabukça, çarçabuk, dakikasında, derakap, derhâl, hemen, hemencecik, hemencek, hızla, hızlı, hızlı hızlı, ivedilikle, lahzada, müstacelen, palas pandıras, serian, süratle, şipşak, tez beri, tezce, tezelden, yellim yelalim: "Yatakta çabucak doğruldu." -A. İlhan. 2. Kolaylıkla.
sadece
zf. (sa:dece) Yalnızca: "Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri, şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır." -Y. K. Karaosmanoğlu.
yalnız
sf. 1. Yanında başkaları bulunmayan: Sokaktaki yalnız çocuk. 2. zf. (ya'lnız) Yanında başkaları olmayarak: "Ömrümde şehir içinde bile yalnız dolaşmaya alışmamış bir adam için bir genç kızın tek başına Avrupa seyahatine çıkışı akıl durdurucu bir şeydi." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. zf. (ya'lnız) Yalnızca: "Kendisini yalnız Bombay'a kadar götürecek tren parası vardı." -F. R. Atay. 4. bağ. Ama: Giderim yalnız arkadaşlarımı isterim. Güzel yalnız biraz renksiz. 5. is. ruh b. Toplumsal ilişkilerden yoksun veya yoksun bırakılan kişi.

"hemen" için örnek kullanımlar

Esra Erol, Meryem Uzerli'yi sahneden hemen bırakmaya niyetli değildi.
Esra Erol, Mary Uzerli'yi did not intend to leave the scene immediately.
Kaynak: pressturk.com
oyunda servis kırıp avantaj sağlasa da Wawrinka hemen cevap verdi.
Although the service break advantage in the game Wawrinka responded immediately.
Kaynak: tr.eurosport.com
İzmir tarım temsilcilerinin kimi talepleri hemen hayata geçirildi.
Some representatives of the demands of agriculture in Izmir was implemented immediately.
Kaynak: yeniasir.com.tr
Sümbül'ün feryadıyla kendine gelen Hürrem, hemen bir plan kurar.
Sümbül'ün shrieking from its Hürrem, immediately set up a plan.
Kaynak: habergazete.com
Ördek (Anatinae) alt familyasından hemen hemen bütün dünyanın sulak bölgelerinde yaşayan, perde ayaklı su kuş larına verilen ad.
Kaynak: Ördek
Boya hemen hemen tüm malzemelere uygulanabilir. En çok kullanıldığı alanlar sanat, tasarım, endüstriyel kaplamalar, ulaşım (şerit
Kaynak: Boya
Astropika veya dönencealtı (dönencekuşak ötesi), tropikal bölgelerin hemen üzeri ve hemen altındaki bölgeleri tanımlamak için kullanılan
Kaynak: Astropika
İslam tasavvuf ekollerinin hemen hemen tamamında müritlerini (tabiilerini ya da intisaplılarını) terbiye eden Kur'an-ı Kerim ve Sünneti
Kaynak: Mürşit
Kan iftirası (veya kan suçlaması), dini azınlıkların (-ki adı geçen bu dini azınlık hemen hemen her zaman Yahudiler dir) çocukların kan
Kaynak: Kan iftirası
Türkçe 'de hece ler uzunluk kısalık bakımından hemen hemen aynı değerdedir. Bu yapısal özellik şiirde hece ölçüsünün kolayca
Kaynak: Hece ölçüsü
Gürcü Krallığı, Orta Çağ 'da hemen hemen şimdiki Gürcistan arazisini kaplayan topraklarda kurulmuş bir krallıktır. Bizans ve Ermeniler le
Kaynak: Gürcü Krallığı
Resim, herhangi bir yüzey üzerine çizgi ve renk lerle hatta günümüzde kavram sal bir boyut ta ele alınması açısından hemen her tür
Kaynak: Resim
Günümüzde hemen hemen tüm dünyada caddelere rastlamak mümkündür. Büyük şehirlerde cadde tanımında yer alan hemen hemen tüm yollar asfalt
Kaynak: Cadde
Yarıdüzenli değişen yıldızlar yüksek ışınım gücüne sahip soğuk yıldızların hemen hemen tamamı değişkenlik gösterir. Bu onların temel
Kaynak: Yarıdüzenli değişenler
Katalaz, Oksijen'e maruz kalan hemen hemen bütün canlılarda bulunan, yaygın bir enzim . Hidrojen Peroksit'i H sub 2/sub O ve Oksijen'e
Kaynak: Katalaz
Kanatlardan kuşatma, hemen hemen her çarpışma da kullanılan temel askerî manevradır. Birliklerin yüzyüze, yakın çatışmalarında kullanılan
Kaynak: Kanatlardan kuşatma
Pikolo flüt, büyük flüt ün hemen hemen yarısı kadar uzunluktadır. Büyük flütteki kuyruk bölümü pikolo flütte yoktur. Bu nedenle de büyük
Kaynak: Pikolo flüt
Torna ve freze hemen hemen metal ile çalışan bütün imalathanelerde bulunur. Tornanın iş bağlanan parçasına ayna denir. Tornanın çalışma
Kaynak: Torna
Peroksizom (diğer adıyla mikrocisimcik) hemen hemen tüm ökaryotik hücrelerde bulunan bir organel dir Çok uzun zincirli yağ asitleri nin,
Kaynak: Peroksizom
Transonik, Aerodinamik te ses hızının hemen altında ve hemen üzerindeki hızları (yaklaşık olarak Mach 0.8 - 1.2) belirtmek amacıyla
Kaynak: Transonik hız
Fizik te hemen hemen daima üretilen gücün yüke en yüksek verim ile aktarılması yani maksimum güç transferi yapılması hedeflenir.
Kaynak: Empedans uygunluğu

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.