hesapsız ne demek?
- 2 sözlük, 2 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
hesapsız anlamı
sf. 1. Hesabı tutulmayan. 2. Sayılamayacak kadar çok olan: Şimdiye kadar hesapsız vaatlerde bulundu ama hiçbirini tutmadı. 3. mec. Önceden iyi düşünülmemiş, sonu belli olmayan: Hesapsız bir işe girişti. 4. mec. Ölçüsüz, tutumsuz, savruk, müsrif.
sf. 1. Hesabı tutulmayan. 2. Sayılamayacak kadar çok olan: Şimdiye kadar hesapsız vaatlerde bulundu ama hiçbirini tutmadı. 3. mec. Önceden iyi düşünülmemiş, sonu belli olmayan: Hesapsız bir işe girişti. 4. mec. Ölçüsüz, tutumsuz, savruk, müsrif.
Türkçe - İngilizce
hesapsız anlamı
sıfat
1) uncounted
2) untold
3) uneconomical
4) measureless
sıfat
1) uncounted
2) untold
3) uneconomical
4) measureless
hesapsız eş anlamlısı
müsrif
sf. Tutumsuz: "Müsrif zannettiği karısı, evin hayatını, kendisi yokken, en akıllı adamlar gibi zamaneye uydurmuştu." -Ö. Seyfettin.
sf. Tutumsuz: "Müsrif zannettiği karısı, evin hayatını, kendisi yokken, en akıllı adamlar gibi zamaneye uydurmuştu." -Ö. Seyfettin.
ölçüsüz
sf. 1. Ölçülmemiş, ölçüsü alınmamış olan. 2. zf. Nereye varacağı düşünülmeksizin, yerli yersiz: Ölçüsüz konuşmak. 3. mec. Pek çok, aşırı, gelişigüzel, rastgele: "Şüphe yok ki ölçüsüz bir para israfı bu borçları daha çoğaltacak, hiç azaltmayacaktı." -P. Safa. 4. ed. Ölçüsü olmayan, vezinsiz.
sf. 1. Ölçülmemiş, ölçüsü alınmamış olan. 2. zf. Nereye varacağı düşünülmeksizin, yerli yersiz: Ölçüsüz konuşmak. 3. mec. Pek çok, aşırı, gelişigüzel, rastgele: "Şüphe yok ki ölçüsüz bir para israfı bu borçları daha çoğaltacak, hiç azaltmayacaktı." -P. Safa. 4. ed. Ölçüsü olmayan, vezinsiz.
savruk
sf. 1. Aklını işine vermeyen, dikkatsiz. 2. Yersiz para harcayan, tutumsuz. 3. Düzensiz, dağınık: "Tavırları şiir gibi ahenktar olan Leyla, ev hayatında ne kadar savruk, güler yüzü ne kadar abustu." -R. N. Güntekin.
sf. 1. Aklını işine vermeyen, dikkatsiz. 2. Yersiz para harcayan, tutumsuz. 3. Düzensiz, dağınık: "Tavırları şiir gibi ahenktar olan Leyla, ev hayatında ne kadar savruk, güler yüzü ne kadar abustu." -R. N. Güntekin.
tutumsuz
sf. Aşırı harcamalar yapan, savurgan, müsrif.
sf. Aşırı harcamalar yapan, savurgan, müsrif.
"hesapsız" için örnek kullanımlar
Sessiz dağlarda dahi hesapsız yapılan tesisler, otoyollar, konutlar.
Silent in the mountains, even uneconomical plants, highways, housing.
Kaynak: haber.tr.msn.comHesapsız kitapsız yatırımlar enerji sektörünü tıkıyor.
Uneconomical investments in the energy sector without books is clicked on.
Kaynak: risalehaber.com''Ekonomi hesapsız iş yapmak alanı değildir, ekonomi tam da hesaplı iş yapmak alanıdır.
'' Economics is uneconomical to do business area of the economy at precisely the area of doing business.
Kaynak: sabah.com.trPalandöken, yüksek faiz finansman maliyetinin de yüzde 15'lerden, 20'lere çıktığını söyleyerek, hesapsız büyümelerin faturasının çıkmaya başladığını ifade etti.
Palandöken, around 15 percent of the cost of high-interest financing, came to 20, saying the bill is starting to emerge uncounted growths said.
Kaynak: sabah.com.trYüksek sıcaklıktan dolayı IR etkisi ve hesapsız yakıt tüketimi sebebiyet verdiğinden 2006 yılı içinde servisten kaldırıldı. Aynı
Kaynak: Artyakıcı
Kaynak: Artyakıcı
Şeytani güçlerle bağlantısının bir simgesi olarak, boynuzlu ve sakallı düşünülen ve hesapsız servete sahip olan Arsan Dolay Han, yeraltı
Kaynak: Arsan Dolay
Kaynak: Arsan Dolay
Bütün bu israflar ve hesapsız harcamalar yüzünden Naim Efendi maddî bakımdan zor duruma düşer. Yalı kiraya verilir, araba satılır, Madam
Kaynak: Kiralık Konak
Kaynak: Kiralık Konak
28 Öküz, 18 inek, 48 tosun-dana, 160 koyun-keçi, 7 kısrak ve hesapsız miktarda tavuğu beraberlerinde götürmüşlerdir. Bu arada köyde
Kaynak: Şükraniye, Bilecik
Kaynak: Şükraniye, Bilecik
Sınıfta iken müzik öğretmeni olan Candan Erçetin'in de teşvik etmesiyle o yıllardan bu güne elinden düşürmediği gitarı ile hesapsız,
Kaynak: Cihan Güçlü
Kaynak: Cihan Güçlü
Kur'an'da bahsi geçen ayetler : Zira Allah, dilediğine hesapsız rızık verir. (3, 37) Orada Zekeriya Rabbine dua etti: “Rabbim! Bana katından
Kaynak: Zekeriyâ
Kaynak: Zekeriyâ
belediyenin şuursuz, hesapsız ve olmadık saçma planları nedeniyle köyün merası moloz yığınlarına dönüşmüş, tarım ve hayvancılık bitmiştir.
Kaynak: Çavuşlar, Düzce
Kaynak: Çavuşlar, Düzce
Napolyon'un bu hesapsız girişimi başarısız oluyordu. Abluka, İngiltere'nin aksine kıta Avrupasını vurdu. Avrupa pazarını kaybeden
Kaynak: Kıta Ablukası
Kaynak: Kıta Ablukası
Ali Bey özellikle 1437 'de yaptığı Macaristan akınından 70.000 esir ve hesapsız ganimet malıyla dönmüştür. Bundan sonra Belgrad 'ı ilk
Kaynak: Gazi Evrenos Bey
Kaynak: Gazi Evrenos Bey
Şüphesiz Allah, dilediğini hesapsız bir şekilde rızıklandırır" (Ali İmrân , 3/37). Namaz kılınan yer ve mabed anlamında olmak üzere şöyle
Kaynak: Mihrap
Kaynak: Mihrap
İspanyollar Güney Amerika'ya geldiklerinde 50 milyon guanako nüfusu varken bugün hesapsız avlanmalar sonucu sayıları yaklaşık 500.000'e
Kaynak: Guanako
Kaynak: Guanako
gösterişli eğlenceleri ne de savaşı etkiledi; savaş bir dizi önemsiz çarpışmalarla sürüp gitti ve bu arada hesapsız askeri harcamalar yapıldı.
Kaynak: III. Edward
Kaynak: III. Edward
Osmanlı Devleti, açılan savaş masraflarını karşılamak, bazı yenileşme atılımları yapmak, bütçe açığını kapatmak, hesapsız yapılan
Kaynak: İstanbul Lisesi
Kaynak: İstanbul Lisesi
Yeteneksiz subaylara teslim edilmiş bu talihsizler, taarruzun ilk anlarında düzensiz ve hesapsız ateşle bütün mermilerini harcayıp
Kaynak: Kırkkilise Muharebesi
Kaynak: Kırkkilise Muharebesi
Buna rağmen ordu, harekat sırasında hesapsız sıkıntılar çekti. Açlıklara uğradı. Çünkü bunlar bu depolardan, gerekli yerlere sevk
Kaynak: Kumanova Muharebesi
Kaynak: Kumanova Muharebesi
Türkler bidâyette yirmi dört boya ayrılmışlardı Oğuzlar hesapsız aşîretlerle, Uygurlar yüz yirmi boya, Orta Asya'dan göç etmeğe
Kaynak: Alevilik
Kaynak: Alevilik
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
