heveskâr anlamı sf. esk. Hevesli: "Belki evvela, ona, rehber heveskâr imzasına olduğu gibi istihfafla, emniyetsizlikle bakacaksınız." -N. Hikmet.
heveskâr eş anlamlısı
hevesli sf. Bir şeye, bir işe istek duyan veya merak sarmış olan, istekli, heveskâr: "Üstelik bedenleri kesip biçmeye pek hevesli olan bu adam o güne kadar hiç maymun görmemişti" -İ. O. Anar.
"heveskâr" için örnek kullanımlar
artist' olmak için gelmiş cilveli bir kız (Heather Graham) ve birkaç da önemsiz heveskâr oyuncu (Christine Baranski ve Kohl Sudduth) vardır. Kaynak:Çatlak Yönetmen
arzudan çok bir iç ihtilâlin fışkırması olduğunu bilmez değilim, fakat her heveskâr gibi ben de içimde bir ihtilâl varmış gibi yazı yazdım... Kaynak:Sait Faik Abasıyanık