Fenerbahçe maçlarını pek de öyle 
hevesli bir şekilde izlemiyorum.
Bulls do not watch the games quite so enthusiastic.
Kaynak: blog.milliyet.com.trOldukça 
hevesli ve hırslı olmasına karşın bir o kadar da beceriksizdir.
Although it is quite enthusiastic and ambitious, that is so incompetent.
Kaynak: televizyongazetesi.comMaalesef Türkiye'de pek çok kurumda ceza vermeye çok 
hevesli bir yapı hakim.
Unfortunately, many institutions in Turkey are very keen to punish the dominant structure.
Kaynak: haber3.comİlk başladığım zamanlarda biraz 
hevesli ve kiloluydum.
Enthusiastic and a little overweight when I first started.
Kaynak: spor.haber3.comDizi şarkıcı olmaya 
hevesli olan, Victoria Justice 'in canlandırdığı Tori Vega etrafında dönmektedir.  Tori, Hollywood Arts adındaki bir
Kaynak: Victorious1960 'larda bir grup 
hevesli İtalyan yönetmenin Amerikan Kovboy filmlerine öykünerek yapmaya başladıkları bu düşük bütçeli filmler
Kaynak: Spagetti Westerngarson ve oyunculuğa 
hevesli sarışın karşı komşuları Penny , Leonard ve Sheldon'ın doktorası olmayan uzay mühendisi tuhaf iş arkadaşları
Kaynak: The Big Bang Theoryödün vermeyen kişiliğini gelecek kuşaklara aktarmak ve gazeteciliğe 
hevesli gençleri araştırmacılık alışkanlığıyla mesleğe kazandırmak olan
Kaynak: Güldal MumcuAmatör (Fransızca: amateur), Bir işi hayatını kazanmak veya para karşılığı için değil, yalnız zevki için yapan, 
hevesli, meraklı kişiler
Kaynak: AmatörGeminin 
hevesli ve gayretli komutanı (Cary Grant ) üstlerinin itirazına rağmen kendi imkânları ile denizaltıyı onarıp savaşa
Kaynak: Donanmanın MelekleriYulia'nın, 
hevesli bir piyanist olan, babası Yulia'nın söylemesi için şarkılar yazıyordu.  Bu Yuliya'nın bir yıldız olarak kariyerinin
Kaynak: Yuliya SaviçevaBurada genç bir dizgici ve aynı zamanda 
hevesli bir yazar olan Machado de Assis  ile dostluk kurdu. Memórias de um sargento de Milícias , 19
Kaynak: Manuel Antônio de AlmeidaBir konuyu araştırırken, konu hakkında ileri derecede bilgi sahibi olunmasın rağmen, sanki yeni öğrenmeye başlıyormuşçasına açık, 
hevesliKaynak: ShoshinManası ise“çevik ve vahşi hayvan avına 
heves-li”dir.  Yazıcı oğlu Ali'de “cüst-ü çalak ve ava, canavara ve kuşa 
hevesli” manasını
Kaynak: Toklar, TomarzaFilmde beş parasız bir film yapımcısının (Steve Martin) etrafına topladığı 
hevesli bir grup sinemacıyla birlikte son derece ucuza bir film
Kaynak: Çatlak YönetmenAsker adamın yaşına rağmen bu kadar 
hevesli olmasına şaşırmıştır ve onu mesleğin zorlukları üzerine uyarır.  Ayrıca ailesinin özellikle de
Kaynak: Piyadenin Özel Notları.Fakat öte yandan, Ferit Paşa, Ali Galip gibi maceracı emekli albaylardan, Kürt Klübü'nden ve "Kürt Lawrence" olmaya 
hevesli Binbaşı
Kaynak: Edward William Charles NoelGençliğinde 
hevesli bir sürat patencisiydi, Maihofer Garmisch-Partenkirchen'de 1936 Kış Olimpiyatları'nda Alman milli takımının bir
Kaynak: Werner MaihoferTurnesol sağır olduğundan, Tenten'in bakmaya 
hevesli olduğunu zanneder, teşekkür eder.  Denizaltını gösterirken denizaltı kırılır.
Kaynak: Kızıl Korsan'ın Hazinesi(Bob Balaban ) 
hevesli ve görevine bağlı bir gazete muhabiri olan Megan Carter'ı (Sally Field ) kullanarak Gallagher'ın bu cinayet ile
Kaynak: Yanlış Karar (film)Babası istasyon şefiydi ve 
hevesli bir amatör müzisyendi.  Kodály de keman  çalmayı küçük yaşta öğrendi.  Ayrıca katedral korosunda şarkı
Kaynak: Zoltán KodályAyrıca, yeni haberler öğrenmeye 
hevesli insanlar da sık sık meydana uğruyorlardı.  Postane binası, Fransız  mimar Jacques Marquet
Kaynak: Puerta del Sol