Bana kalırsa gelişmek ve
hızlanmak için doğru yolu takip ediyorlar.
I think they follow the right way to grow and accelerate.
Kaynak: turkiyef1.comHızlanmak ve benimle iletişimi geliştirmek için ellerinden geleni gerçekten, gerçekten yapıyorlar.
Their best to accelerate and improve communication with me, I really, really do.
Kaynak: trf1.net Manevra sırasında
hızlanmak, arka tekerleklerdeki yükü arttıracak ve bu tekerleklerin yanal kuvvet kapasitesini yükseltecektir.
Kaynak: Önden kopmaDaha sonra,
hızlanmak için uçları çivili eldivenleri yardımıyla kendisini iter. Bobsleigh de bu durum değişir. Sporcular (2 veya 4
Kaynak: Kızak (spor)Tek bir iş parçacığının çalışması
hızlanmak yerine yavaşlayabilir. Bunun sebebi de gerçekleştirim için gereken işlemci sıklığındaki azalma
Kaynak: Çoklu kullanımGerçek hayatta hava bu boşluğun içine doğru çekilir veya başka bir ifadeyle hava boşluk oluşumunu engellemek için
hızlanmak zorundadır.
Kaynak: SalmaDepar atmak:
hızlanmak. Depar hakemi : çıkış hakemi. Depara kalkmak : hıza kalkmak. Deparı atmak: hızlanış yapmak. Departman: bölüm. Deplase olmak :
Kaynak: Türk diline geçmiş yabancı sözcükler